Duman

Duman, bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara veya esmer renkli gazdır.

Aerosol

Aerosol, bir katının veya bir sıvının gaz ortamı içerisinde dağılmasıdır. Duman, sis ve spreyler örnek olarak gösterilebilir.10 mikrondan daha küçük çaplı sıvı veya katı parçacıklardan oluşan çok fazlı sistem. son yıllarda aerosoller köpük veya jel şeklinde hazırlanmaktadır. aerosoller; itici gaz, çözücü ve aerosol kabından oluşur. aerosol kabı sprey kabı olarak da bilinir. içindeki sıvıyı bir sis veya köpük halinde saçmak üzere düşünülmüş ve genellikle madeni bir kutu veya plastik bir şişe biçimindedir. eskiden böcek ilaçlarını püskürtmek maksadıyla geliştirilen aerosol kabı, günümüzde çok çeşitli ürünler için kullanılmaktadır. itici gaz basınç altında tutulan sıvılaştırılmış gaz veya gazlar karışımıdır. bu gazların kaynama noktası normal ısının altındadır. bu sebeple itici gaz karışımı atmosfer ile temasa gelir gelmez sür'atla buharlaşır. etken madde de saç veya cilt üzerinde kalır. köpük ve toz aerosoller için de prensip aynıdır. itici gaz olarak kullanılan maddelerin inert, kokusuz ve renksiz olmasına, toksik ve yanıcı olmamasına dikkat edilir. bu amaçla fluorokarbonlardan trikloromonofluorometan, diklorodifluorometan çok kullanılmakla birlikte, son yıllarda ozon tabakasına verdiği zararlar sebebiyle terk edilip yerlerine propan, izobütan, n-bütan gibi gazlar veya karışımları kullanılmaktadır. aerosollerin başlıcaları oda deodoranları, saç laklarıdır.

kolloidler'in Sınıflandırılması

Kimyasal bileşimlerine göre kolloidler:
1. Anorganik Kolloidler
Oksit solleri
Hidroksit solleri
Tuz solleri
2. Organik Kolloidler
Homopolar soller
Heteropolar soller
Hidroksi soller

Tanecik şekillerine göre kolloidler:
Küresel Kolloidler
Lineer Kolloidler

Yapı bakımından kolloidler:
Misel Tipi Kolloidler
Moleküler Kolloidler

Kararlılığına göre kolloidler:
Liyofob Kolloidler (Ortamın sıvısı su ise hidrofob adını alır.)
Liyofil Kolloidler (Ortamın sıvısı su ise hidrofil adını alır.)

Kararlılığına göre kolloidler

Kararlılığına göre kolloidler


Liyofob Kolloidler (Ortamın sıvısı su ise hidrofob adını alır.)
Liyofil Kolloidler (Ortamın sıvısı su ise hidrofil adını alır.)

Yapı bakımından kolloidler

Yapı bakımından kolloidler


Misel Tipi Kolloidler
Moleküler Kolloidler

Tanecik şekillerine göre kolloidler

Küresel Kolloidler
Lineer Kolloidler

Kimyasal bileşimlerine göre kolloidler

1. Anorganik Kolloidler
Oksit solleri
Hidroksit solleri
Tuz solleri
2. Organik Kolloidler
Homopolar soller
Heteropolar soller
Hidroksi soller

Kolloid Optik özellikleri

1857'de Faraday, altının kolloidal çözeltisini hazırlamayı başarmış ve bu çözeltinin optik özelliklerini incelemiştir. Bir altın solü kuvvetli bir ışık ile aydınlatıldığında sole yandan bakılırsa beyaz bir yol halinde bir ışık demei görülür. Faraday, bu olayı, altın tanecikleri üzerinde ışığın saçılması olarak açıklamıştır. Aynı olayı inceleyen Tyndall 1860'ta saçılan ışığın polarize olduğunu bulmuştur. Daha sonra ultra mikroskobun bulunmasıyla taneciklerin boyutunu saptamak mümkün olmuştur. Kolloidal taneciklerin boyutunu saptamak için mikroskop yönteminden başka ultra santrifüj, osmotik basınç, türbidite, viskozite gibi yöntemlerden de yararlanılır. Bütün bu uygulamaların sonunda kolloidal taneciklerin atom ve moleküllerden büyük tanecikler olduğu anlaşılmıştı

Kolloid Yapısı

Kolloidal çözeltiler, dağılma fazı ve dağılan faz olmak üzere iki fazdan oluşur. Dağılma fazı homojen bir ortamdır. Bu ortam katı, sıvı veya gaz halde olabilir. Dağılan fazı oluşturan tanecikler ise çok sayıda atom veya atom gruplarından oluşmuş olup bu tanecikler ışık mikroskobunda görülmez, ancak elektron mikroskobunda görülebilir. Kolloidal çözeltileri diğer çözeltilerden ayıran başlıca özellik bu taneciklerin büyüklüğüdür. Taneciklerin büyüklüğü 10-5 cm'den büyük ise çözelti, süspansiyon adını alır. Taneciklerin büyüklüğü 10-7 cm'den küçük ise çözelti, gerçek çözeltidir.
Kolloidal sistemler dağılma ve dağılan fazın katı, sıvı ve gaz halde olmasına göre 8 tipte incelenebilir:
Dağılan faz Dağılma fazı Kolloid tipi
katı katı,sıvı,gaz sol
katı gaz aerosol, duman
katı sıvı kolloidal çözelti
sıvı sıvı emülsiyon
sıvı gaz sıvı aerosol, sis
gaz sıvı köpük
Kolloidal sistem katılaştığında jel adını alır.

Kolloid

Kolloid, bir tür homojen karışımdır. 1861'de İskoçyalı bilimci Thomas Graham, değişik maddelerin parşömen zarından geçişlerini incelemiş ve bunlardan bazılarının hızlı, bazılarının yavaş hareket ettiklerini gözlemlemiştir. Örneğin albümin, jelatin, arap zamkı gibi maddeler yavaş hareket ederken, şeker, potasyum hidroksit, sodyum klorür gibi maddelerin zardan çok hızlı geçtiklerini tespit etmiştir. Buna göre Graham, çözünmüş maddeleri zardan geçişlerine göre kristaloidler ve kolloidler olarak ikiye ayırmıştır. Kolloidler, büyük moleküllü oldukları için zardan geçememiştir. Sonunda nişasta, jelatin gibi maddeler zamk ile aynı özellikleri gösterdiği için Yunanca'da zamk anlamına gelen kola kelimesinden türeyen kolloid sözcüğü ile adlandırılmıştır. Ancak bilimsel gelişmeler sonucunda Graham'ın kolloid olarak nitelendirdiği protein gibi maddeleri kristallendirmek ve kristaloid olarak nitelendirdiği kükürdün kolloidal çözeltisini hazırlamak mümkün olmuştur ve bu nedenle Graham'ın bu sınıflandırması önemini yitirmiştir.
Yeni tanıma göre; bir maddenin kendisi için çözücü olmayan bir ortamda 10-5-10-7 cm boyutlarında dağılmasıyla oluşan çözeltiye kolloidal çözelti denir. Örneğin kükürdün, kilin, sabunun suda dağılmasıyla kolloidal çözelti oluşur. Yine, süt, kan serumu ve zamkın sudaki çözeltileri ve çeşitli polimer maddelerin kendilerine uygun çözücülerdeki çözeltileri kolloidal çözeltilerdir.

Emülsiyon

Bir sıvının başka bir sıvının içerisinde çözünmeden dağılmasıyla oluşan heterojen karışımlardır.Diğer adı da sülsü'dür. Örneğin;sıvı yağ ile su, benzin karışımı ve su.Emülsiyon karışımda saf olmayan maddeler kullanır

Süspansiyon

Herhangi bir sıvı içerisinde katı maddenin çözünmeden asılı olarak kalmasıdır. Yani bir fazın diğer faz içerisinde dağılmasıyla elde edilen heterojon sistemdir

Heterojen

Heterojen tanımı, aynı veya birbirine yakın değerleri/nitelikleri içermeyen bir bütünlüğü tanımlamak için kullanılmaktadır. Bu bütünlük (veya diğer bir deyişle "grup"), çevresinden yoğunluk olarak farklılaşmasına ve bu sayede kolayca tanımlanabilmesine rağmen, grubun içinde yer alan nesne veya verilerin kendi içinde çok farklı olduğu durumlarda "heterojen grup" olarak tanımlanır.
Heterojen terimi fen ve matematik bilimlerinde sıklıkla kullanılan bir terimdir ve Homojen teriminin zıt anlamlısıdır. Kimyada heterojen: Her yerinde aynı özelliği göstermeyen maddeler. Karışımlar 4 türde incelenir:
Süspansiyon
Emülsiyon
Kolloid
Aerosol
Basit karışımlar

Homojen

Orjinali "homogeneous" olan bu kelime, bir sıfat olup; tek tip, heryeri bir veya aynı, içerisinde farklılıklar taşımayan anlamlarına gelir. Heterojen kelimesinin karşıtıdır. Madde dağılımı ve özellikleri her yerinde aynı olan kimyasal karışımlara da Homojen Karışım adı verilmektedir (örneğin: çözeltiler, alaşımlar, gaz karışımları, v.b.). Bu tür homojen karışımlarda karışan madde çeşitleri gözle ayırt edilemezler. Homojene :tuzlu su,alkollü su,çeşme suyu ile içerisinde bulunduğumuz ve soluduğumuz hava da birer örnektir.Şunu kısaca anlatmak gerekirse "Benzer karakterlere veya yapıya sahip olan."olarak tanımlarız.

Madde - Hacim

Madde, boşlukta yer kaplayan (hacim), kütlesi olan tanecikli yapılara denir.
Kendi çapında saf madde ve saf olmayan madde (karışım) olarak ikiye ayırdığı zaman saf maddeleri elementler ve bileşikler oluşturur. Saf maddenin belirli özellikleri vardır ve bu özellikleri hiç değişmez. Tam saf madde yok gibidir. Bir madde içinde bulunan yabancı maddeler, kimya usulleri ile anlaşılmayacak kadar az olunca, bu maddeye, saf denir. Saf süt demek, kimya bakımından doğru bir söz değildir. Çünkü süt belli özellikler taşıyan tek bir madde değildir.
Karışımları ise homojen ve heterojen olarak incelemek gerekir. Maddenin şekil almış haline cisim denir.
Maddede daima değişiklikler olduğunu bilmekteyiz. Maddede meydana gelen değişikliklere olay denir. Bu ise genel olarak fiziksel ve kimyasal olmak üzere ikiye ayrılır:
Fiziksel olay: Bir madde üzerinde meydana geldiği vakit, o maddenin hüviyetini, yapısını değiştirmeyen olaydır. Mesela kağıdın yırtılması, fiziki bir olaydır. Çünkü kağıdın şekli değişmiş fakat özü yine kâğıttır.
Kimyasal olay: Bir madde üzerinde meydana geldiği vakit, o maddenin hüviyet ve yapısını değiştiren olaydır. Mesela kağıdın yanması gibi.
Atomların çekirdeklerinde değişmeler, parçalanmalar olduğu, radyoaktif denilen elementlerden anlaşılmaktadır. Atomların ortasında bulunan çekirdeklerin bu parçalanmasında, bir elementin başka bir elemente dönüştüğü anlaşılmıştır. Ayrıca, Albert Einstein'in izafiyet kuramına göre madde ve enerji birbirine eşdeğerdir. Bu sebeple madde enerjiye, enerji de maddeye dönüştürülebilir. Mesela bir uranyum çekirdeğinin veya başka bir ağır atom çekirdeğinin ikiye ayrılmasıyla meydana gelen çekirdek bölünmesinde madde enerjiye dönüşür. Bileşik cisimlerde olduğu gibi, elementler de hep değişmekte, bir halden başka hale dönmektedir.

İdil Nehri - Volga

İdil (Tatarca: İdel) veya Volga (Rusça: Волга), Avrupa'nın en uzun nehridir. Eski isimi Etil/Edil'di. Uzunluğu takriben 3500 km olan İdil, Moskova ile St. Petersburg (Eski adıyla Leningrad) arasındaki Valday tepelerinden doğar. Deniz seviyesinden 28 m aşağıda olan Hazar Denizi'ne dökülür. Valday tepelerinde bulunan birçok göl ve bataklıklardan gelen kaynak kollarının birleşmesiyle meydana gelen İdil, Rjev'den itibaren ulaşıma elverişli bir halde akar. Moskova Kanalı'yla birleştiği yerden sonra genişliği 230 m'yi bulur. Bundan sonra nehirde düzenli bir ulaşım sağlanır. İdil'in yatağı üzerinde beş adet baraj bulunur. Bu barajlardan Volgograd Baraj Gölü'ndeki santral, dünyanın belli başlı hidroelektrik tesislerinden biridir.
Bundan sonra Don Nehri'ne 72 kilometre yaklaşır ve iki nehir arasında açılan bir kanal vasıtasıyla Azak ve Hazar denizleri arasında ulaşım sağlanır. Hazar Denizi'ne 50 km kala 200'den fazla kola ayrılarak İdil Deltası meydana gelir. Bu deltanın genişliği 100 km'den fazladır.


Volga havzası
İdil Havzası, 1.360.000 km²'lik bir alanı kaplar. Aynı zamanda Rusya'nın nüfusunun büyük bölümü bu havzada yaşar. Bölge ulaşıma elverişlidir.
İdil kışın üç ayında donar. Bu zaman zarfında da nehirden karayolu olarak faydalanılır. İdil'in kıyılarında Rusya'nın önemli limanları ve ticaret merkezleri yer almaktadır. Bunlardan en önemlileri Gorki, Kalinin, Kazan, Kuybişev ve Volgograd(Eski adıyla Stalingrad)'dır. Ortaçağ'dan beri bir ticaret yolu olan Volga, bugün hala önemli bir ulaşım yoludur.
Avrupa Hun İmparatoru Attila'nın ismi İdil nehrinden gelmektedir (Attila = İdilli).

Bir Veda mektubu

Bir Veda Mektubu

Bosuna Deyil bu sabahlara kadar oturmalar.. isyan edip herseyi dagitmalar bosuna deyil herkes anladi bunu ama
bir sen anlamadin bu isyani bu öfkeyi anlamanida beklemiyorum artik zaten o kadar anlamsiz bir iliski yasiyormusuzki
bunu artik anladim seni degistirmeye calismadim asla ama sende benim gösterdigim cabanin onda birini gösterecek
cesarete sahip olamadigini defalarca gösterdin bana.Artik yoruldum bende.. biraktim bu anlamsiz kavgayi cabayi



Artik gidebilirsin..seni azad ediyorum hani demislerdi ya sana arkadaslarin bu adam sana hep ayak bagi olucak artik
sana ne ayak bagi olucagim nede bir sey diyecegim esyalarini toplayip gidebilirsin artik sikayet ettigin hatta
öfke ile bazen dedigin gibi keske hic tanimasaydim dedigin gibi tanimamis gibi davranabilirsin beni yada söyle düsün
bir kabusta idin uyandin hayatina kaldigin yerden devam et.. emin ol ben öyle yapicagim...


Zaman neye kadir deyilki..Sana ayakbagi olan bu iliskiyide unuturur elbet..Hem ne demisti annen seni ne doktorlar
ne mühendisler istemisti zaten. kala kala benim gibi culsuza kalmistin ya artik sana.. annen bir doktor bir muhendis
bulur eminim.. hatta ayrildigimizi duydugunda bir parti verir bunu kutlar.orada birilerini iteler sana her zaman
oldugu gibi bu yüzdende cok kavga etmistik,yanimda iken bile beni unutturcak kac aday bulmustu sana sayisini
unuttum..




bakma öyle yüzüme sana kin duymuyorum kizmiyorumda ben eski asklardaki gibi daglari delmeye calisiyordum ferhat gibi ama
sende o sirin sabri bir türlü olmadi ki sevgilim.hep aceleci bencil simarik tavirlarini hep seni sevdigimden görmezden
geldim ama keske en bastan bunlari görseydimde bu gunesi batidan dogmasini saglamak gibi bir iliskiye hic baslamasaydik
o zaman pismanliklarimiz daha az olurdu eminim neyse olanla ölene care bulunmaz derlermis.


Giderken herseyi al götür ne olsa bir keresinde hepsini babam aldi demistin dogru ya o beyfendi baban zevki ile övündü
koltuklarimizin üstünde bunlari ben aldim deyip herkesin icinde beni rezil ederken gözlerindeki nefreti görmemek elde
deyildi. ya.. banada iyi oluyo bir cöp bile yok bu evde bana ait yada sen otura dur ben giderim ceketimi alip sessizce
kalsam neyin kimin evinde kalicam..


Eminim bana evlilik sözlesmesini imzalatan o cingöz avukatinizda bu habere cok sevinecek cunku beni zengin kizlari
soyup sogana cevirecek bir tip olarak gördügünü söylemisti bir cöp bile almadan gitmeme cok sevinir ve bir celsedede
hakime bosatir bizi sen özgürlügünü ilan edersin..




Anam demisti hakli imis.. Davul bile dengi dengine calar demisti nede hakliymis.. Benim esek kafam o zaman annemin
mutsuzlugumu istedigini düsünüp cok kizmistim.hatta kalbini kirip aglatmistim ee ana sözü dinlemeyen böyle rezil olur..



Hadi ben gidiyorum o cok sevdigim ama birgun olsun mutlu olamadigim karim bundan sonra özgürsün bende senin gibi özgürüm
hoscakal..Allaha ve o cok övündügün beyzade ailene emanetsin...


Bir zamanlar sevdigin kocan...

Model Sunma

MODEL SUNMA
Sevgili Dostlar,
Günümüzde davranış geliştirme ve değiştirme süreci olarak sunduğumuz eğitim faaliyetlerini sergilerken hepimizin yaşadığı sorunlardan biride model sunma da ki standardı yakalayamayışımız ya da uygun modelleri arz edemeyişimizdir.
Hayatın içerisinde sürekli gelişim sergileyen insan başlangıçta kendisine örnek aldığı aile bireyleriyle etkileşim içerisine girer. Daha sonraları çevreye açılır. Ardından daha disiplinli
Ya da düzenli modellerin sunulduğu okul ortamına girer. Ardından arkadaş çevresi, iş çevresi vb. insanın doğru bir model olma ve kendisini sunulacağı model olma tasarım uğraşlarında etkide bulunur.
Bu uzun süreçte girdilerin çok özenle sunulması gereklidir. Çünkü artık bilişim dünyasının rüzgârlarının kuvvetli estiği dünyamızda insanoğlu bu süreci çok hızlı yaşamaktadır. Etkileşim içerisinde olduğu çevrelerden kendisine gönderilen uyaranların sayısı hızla artmaktadır. Buna bağlı olarak ta etkilerinin niteliği, sonuçları ve yarattığı olumlu yâda olumsuz değişimlerde buna paralellik arz etmektedir.
Hülasa birer eğitimci olarak ve veli olarak çocuklarımızın olumlu modellerle karşılaşması ve etkileşmeleri için çok uzun süreçte ve büyük bir özveri ile çalışmak zorundayız. Toplumun şekilleşmesinde bu faaliyetlerin niteliği belirgin hedeflere ulaşmamızda büyük bir önem arz etmektedir. Toplum kirliliğinin yaşanmamasını istiyor ve çocuklarımıza yaşanılabilir sosyal ortamlar hazırlamak istiyorsak bu konuya gerekli önemi vermemiz gerekmektedir. Birçok kirliğin yaşandığı dünyamızda çocuklarımızın sonradan yaşayacağı mutsuzluklardan uzak ve mutlu yarınlar umuduyla herkese saygılarımı sunarken yazıma da şu güzel özlü sözle son vermek istiyorum. Hayatta bir gayesi olmayan insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler onlar gitmezler, ancak suyun akışına kapılırlar. Seneca

Cemil KIZILTUĞ

cep telefonun faydaları ve zaraları

CEP TELEFONUNDAN UZAK DURUN
 
Cep telefonunun tehlikelerine dikkati çekmek amacıyla bir araya gelen farklı ülkelerden 20 uzman, Fransız gazetesine verdikleri ilanda uyarılarda bulundu.
İşte hayati o uyarılar:
Farklı ülkelerden gelen uzmanlar, Journal du Dimanche gazetesinde yer alan uyarılarında;

- 12 yaşından küçük çocukların acil durumlar dışında cep telefonu kullanmasına izin vermemek
- Konuşurken hoparlör ya da kulaklıktan yararlanmak
- Cep telefonunun vücuttan en az bir metre uzak tutmak ve mümkün olduğu ölçüde, hatta çalışırken bile cep telefonunu üzerinde taşımaktan kaçınmak gerektiğini vurguladılar.

KISA MESAJLA İLETİŞİM ÖNERİSİ

Uzmanlar, cep telefonuyla çok yakın ve uzun süre temas gerektirmediği için daha ziyade kısa mesaj yoluyla iletişim kurulmasını da önerdi.

KANSER OLUŞUMUNA ZEMİN HAZIRLIYOR

Gazeteye göre uzmanlar, “cep telefonunun zararına ilişkin resmi kanıt olmadığı, ancak cep telefonuna uzun süre maruz kalma durumunda, bazı kanserlerin oluşumuna zemin hazırlama riski bulunduğu” hususunda uzlaşıyor.

Kanser uzmanı Thierry Bouillet, “Bugün, 50 yıl önce asbest (amyant) ve tütün için oluşan durumun aynısıyla karşı karşıyayız. Ya hiçbir şey yapmayacağız ve riski kabul edeceğiz ya da endişe verici bazı bilimsel kanıtları kabulleneceğiz” dedi.

“Guerir” (İyileşmek) adlı kitabıyla tanınan, Pittsburgh Üniversitesi Psikiyatri Profesörü David Servan-Schreiber tarafından düzenlenen çağrıya 20 kanser uzmanı katılıyor

Elma kapsülü ile zayıflama

Seda sayanın zayıflama yöntemiyle çabuk ve sağlıklı bir şekilde zayıflayın elma kromu kapsülü ile kilo vermek artık çok kolay...
Elma krom zayıflama ve diyet kapsülü
-Kilo kontrolünü kolaylaştırmaya,
-Kilo vermeye,
-Tatlıya olan iştahın kesilmesine,
-Yağ kaybını hızlandırmaya, yağsız kas kitlesini artırmaya,
-İçeriğindeki B komplex vitaminleri ile, daha az beslenerek daha zinde ve güçlü kalmanıza,
-Diyabetiklerde kan şekeri ayarını düzenlemeye,
-LDL-kolesterolü azaltmaya, iyi huylu HDL-kolesterolü yükseltmeye, 
-Kabızlığı önlemeye, hazmı kolaylaştırmaya ve şişkinliği gidermeye,
-Kadınlarda adet ağrılarının giderilmesine;
-Vücuttaki birikintileri eritmeye,
-İçerdiği doğal asitler ve enzimlerle kanın daha sağlıklı ve ince akmasına,
-Alkollü içki tüketme isteğini azaltmaya, yardımcı olur.
KROM'UN ETKİSİ
-Karbonhidratlara karşı aşırı iştahı kontrol altına almaya
-İnsülinin etkisini aktive ederek, hücrelerin glikoz kullanımını artırmaya, yağ dokusunu azaltmaya, kas dokularının daha sağlam ve daha sıkı olmasına,
-Kemik erimesini ve yaşlanmanın etkilerini azaltmaya,
-Vücuttaki yağ kitlesini azaltıp kas kitlesini artırarak, vücut hatlarının daha düzgün görünmesine ve kas yapmaya, yardımcı olur.
SOYA LESİTİN'İN ETKİSİ
-Vücuttaki yağları eritme özelliği sayesinde vücuda giren yağların depolanmadan yok edilmesine böylelikle kilo vermeye,
-Kronik yorgunluk sendromuna ve zarar gören karaciğer hücrelerinin onarımına,
-Yaşlanma etkilerini azaltmaya, kolesterol seviyesini düşürmeye, İnsülin ihtiyacını azaltmaya,yardımcı olur.

B VİTAMİNLERİNİN ETKİSİ
-Diyetlerin en büyük desteğidir.
-Sinir sistemini ve bağışıklık sistemini güçlendirerek bitkinliği giderdiği, sinir siteminin çalışmasına, yağlı asitlerin metabolizmasına, kırmızı kan hücrelerinin olgunlaşmasında önemli rol oynadığı literatürlerde kayıtlıdır.
-B-1 vitamini, vücudun glikozdan oluşan enerjiyi kullanmasını sağlamaya,
-B-1, B-2 ve B-12 vitaminleri enerji üretimine yardımcı olur-B-6 karaciğerin östrojeni kullanmasına, hormon seviyelerinin normalleşmesine ve kendinizi keyifli hissetmemizi sağlayan serotonin üretimineyardımcı olur.
Kullanımı:
 6 kilodan fazla kilosu olanlar bol su ile sabahları kahvaltıdan 20 dk önce 1 tane akşamları yemekten 20 dk önce 1 tane kullanabilirler . Daha etkin olması için egzersiz ve diyeti tavsiye ederiz. Doz aşımı halinde tamamen bitkisel ekstraktlardan ve balık jelatininnden imal edildiğinden vücutta hiçbir yan etki oluşturmaz. 
Uyarı: Herhangi başka bir reçeteli ilaç kullanmaktaysanız, hamileyseniz ya da bebek emziriyorsanız doktorunuza danışınız. İnsüline bağımlı diyabet hastaları kullanmadan önce doktorlarına danışmalıdır. Bu ürün herhangi bir rahatsızlığın veya hastalığın teşhisi, tedavisi veya önlenmesi amacı ile kullanılamaz, ilaç değildir, gıda takviyesidir
elmakrom.org

ev yapımı Güzellik Kremi

Op.Dr.Feridun Kunak sadece sağlık sorunlarımıza deva olmuyor aynı zamanda hanımların güzelliği içinde faydalı bilgilerde veriyor.Dr.Kunak'tan Özellikle bayanların çok hoşuna gidecek el kreminin tarifi...

El kremini için gerekli malzemeler
-2 çorba kaşığı gliserin,
-1 çorba kaşığı limon suyu,
-1 çorba kaşığı badem yağı,
-1 çorba kaşığı avakado yağı
-1 çorba kaşığı menekşe yağı,
Hazırlanışı : Bütün malzemeleri cam bir kapta karıştırıp, ağzı kapalı cam bir şişede muhafaza ederek dilediğiniz zaman ellerinize sürebilirsiniz...
feridun kunak.com

Diş Ağrısı tedavisi

Bir kaşık toz tarçın ve 5 tatlı kaşığı bal karışımı ağrıyan dişe tatbil edilir. Ağrı kesilene kadar günde üç defa tatbik edilir.

Soğuk Algınlığı Tedavisi , ilaçları

Bir kaşık ılıtılmış Bal,1/4 tatlı kaşığı toz tarçın günde üç defa yenir.

Bu uygulama birçok kronik öksürük,soğuk algınlığı ve sinüslerin temizlenmesi için de geçerlidir.

saç dökülmesi tedavsi , saç dökülmesini azaltmak

Saçı dökülenlerle tepesi açılanlar sıcak zeytinyağı içerisine bir kaşık bal,bir tatlı kaşığı toz Tarçın ilacesiyle elde edilen krem banyodan önce başa sürülür ve taklaşık 15 dakika bekledikten sonra yıkanır.

5 dakikalık bir uygulama dahi etkili olabilir

Kısırlık Tedavisi , doğal yollar , şifali bitkiler

Eski Yunan ve Ayurvedikler Balı, yıllardır, erkeklerin spermalarını kuvvetlendirmek için kullanmışlardır.

Eğer kudretsiz bir erkek düzenli olarak uyumadan önce 2 kaşık bal yerse problemleri çözülecektir.

Çin,Japon ve uzakdoğu ülkelerinde ,gebe kalamıyan ve uterusunu kuvvetlendirmek isteyen kadınlar asırlardır toz Tarçın kullanmaktadırlar

Gebe kalamayan kadınlar bir tutam toz Tarçın ve yarım tatlı kaşığı balı gün boyunca bir bir sakız üzerine koyup çiğnediklerinde tükürükle karışarak yavaş yavaş emilerek etkili olmaktadır.

Hazımsızlık ve Grip tedavisi , nasıl geçer

Toz tarçın 2 kaşık bal üzerine serpilip yemekten önce alındığında asit oluşumunu ve hazımsızlığı önler. İspanya da yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır.

Uyku - Abne Sendromu

Uykuyla ilgili solunum bozuklukları, özellikle de uyku-apne sendromu, uykuda yüzlerce kez nefes durmasına ve kanda oksijenin düşmesine neden olarak hayatı tehdit edecek komplikasyonlar geliştiriyor. Narkolepsi ise gün içinde engellenemeyen uyku atakları ve bazı başka bulgularla ortaya çıkıyor.

uyku hastalığı

Bugün uykuyla ilgili 80'den fazla hastalık tanımlanmış durumdadır. Bu hastalıkların bazıları uykusuzluğa, bazıları aşırı uyku haline yol açıyor. Diğer bir kısmı uykuda arzu edilmeyen motor aktivitelere (uykuda yürüme, rüya sırasında hareketler, uyku terörü, diş gıcırdatma, uykuda konuşma, kabuslar vb.) neden oluyor ve "parasomniler" başlığı altında inceleniyor.

HUZURSUZ BACAK SENDROMU VE UYKUDA PERIYODIK BACAK HAREKETLERI


Huzursuz bacak sendromu, yatakta uyanıkken bacaklarda ortaya çıkan nahoş hisler ve bunu engellemek için onları sürekli hareket ettirme ihtiyacı yüzünden uykuya dalma güçlüğü yaratıyor. Uykuda ise bacaklarda, hatta kollarda meydana gelen periyodik hareketler, uykuyu bölerek veya derinleşmesini engelleyerek uyku kalitesini bozuyor.

UYKU-APNE SENDROMU


Uykuyla ilgili solunum bozuklukları, özellikle de uyku-apne sendromu, uykuda yüzlerce kez nefes durmasına ve kanda oksijenin düşmesine neden olarak hayatı tehdit edecek komplikasyonlar geliştiriyor. Narkolepsi ise gün içinde engellenemeyen uyku atakları ve bazı başka bulgularla ortaya çıkıyor.

UYKU HASTALIKLARININ TANISI NASIL KONUYOR?


Uyku hastalıklarının tanısının konabilmesi için, hastaların uyku laboratuvarında en az bir gece yatırılarak, uyku sırasında birçok parametrenin incelenmesi gerekiyor. Hasta gece boyunca video ile izlenip görüntüsü kaydediliyor. Ayrıca hastanın ne zaman uyanık, ne zaman uykuda olduğunun, uykunun hangi dönemlerinde bulunduğunun ve bunların gece içindeki oranlarının belirlenmesi için elektroansefalografi yapılıyor. 

Göz hareketleri, çene ve bacaklardan kas aktivitesi kayıtları; solunum olaylarının belirlenebilmesi için de ağız- burun solunumu, göğüs ve karnın solunum eforu, kan parsiyel oksijen basıncı, kalp atımı gibi birçok parametre, baş ve vücuda yerleştirilen elektrot, kemer ve diğer sensorlarla kaydediliyor.

Şüphelenilen hastalığın tipine göre bu parametrelere başkaları da eklenebiliyor. Bazı hastalar, tanı konduktan sonra tedavi için ikinci bir gece daha yatabiliyorlar. Örneğin uyku-apne sendromu olan hastalar, ikinci gece tedavide kullanılan ve burundan verdiği pozitif basınçlı hava ile solunum yollarını açık tutan nasal CPAP aletinin titrasyonu ile uyuyorlar.

MEMORIAL HASTANESI UYKU LABORATUVARI'NIN ÇALIŞMALARINI ANLATABILIR MISINIZ?


Laboratuvar, periyodik olarak ortaya çıkan ve günlerce sürebilen uyku atakları ile karakterize bazı hastalıklarda kesintisiz 24-36 saat çekim yapabiliyor. Ayrıca narkolepsi hastalığının tanısının daha güvenilir biçimde konabilmesi için, gece uykusunun ardından, ertesi gün 4-5 kez iki saat aralıklarla 20 dakika süreli uyku latansı testleri de yapılıyor. Uyku laboratuvarının işlevi, sadece uyku hastalıklarının incelenmesiyle sınırlı kalmıyor. 

Epilepsi ayırıcı tanısında da önemli katkısı var. Gerek uykunun gerekse uykusuz kalmanın, EEG'de epileptik deşarjların ortaya çıkmasını kolaylaştırıcı etkisi mevcut. Bu yüzden epilepsi şüphesi olup, rutin uyanıklık EEG'lerinde patolojik bulgu saptanamayan ya da nöbetleri sadece uykuda olan hastaların, uykusuz bırakıldıktan sonra veya doğrudan gündüz 2-3 saat süreyle ya da tüm gece boyunca aktivasyon amaçlı uyku EEG'leri kaydediliyor. Bu sayede nöbetlerin veya rutin incelemelerde saptanamayan patolojik bulguların yakalanması mümkün olabiliyor. Her türlü uyku hastalığının tanı ve tedavisine olanak sağlayan Uyku Polikliniği ve iki yataklı Uyku Laboratuvan, Memorial Hastanesi Nöroloji Kliniği bünyesinde hizmet veriyor.


Astım 'ın belirtileri

• Öksürme
• Göğüste ıslık sesi ya da hırıltı
• Nefes daralması
• Göğüste daralma hissi

Astım ve Bronşit

Astım, nefes borusunu, bir başka deyişle, hava yollarını – akciğerlere hava taşıyan küçük tüpleri – etkileyen bir durumdur. Astımlı biri, astımı tetikleyen bir şeyle temasa geçtiğinde, hava yollarının duvarları çevresindeki kas gerilerek hava yolu daralır. Hava yollarının yüzeyleri iltihaplanıp şişmeye başlar. Genellikle sümük ya da balgam oluşur. Tüm bu tepkimeler hava yollarının daha daralıp tahriş olmasına neden olur ve astım belirtilerinin ortaya çıkmasına yol açar

Astım ve belirtileri

• Öksürme
• Göğüste ıslık sesi ya da hırıltı
• Nefes daralması
• Göğüste daralma hissi

Yemek Duası

Yemek Duası

Esirgeyen, bağışlayan, merhameti ve zenginliği sonsuz Rabbimiz! Bize yediriyor, içiriyor, türlü türlü nimetler veriyorsun.Verdiğin rızıklara ne kadar şükretsek azdır. İlahi! Sonsuz nimetler yurdu olan cennetlerde bu nimetlerin asıllarını da bize ihsan eyle.
“Ey Rabbimiz! Cennetteki ışığımızı ebediyyen parlat ve günahlarımızı bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin.

Ey Rezzak olan Allahmız! Tüm canlıların ve bizim rızkımızın Sana ait olduğu bilinciyle ellerimizi göğe doğru uzatıyor ve diyoruz ki:

Ey Mazlumların mustadafların Rabbi! Verdiğin nimetleri Müstekbirler bir kısım insanlardan ve canlılardan kısmaktalar. Adil bölüşüldüğü vakit tüm kainatı beseleyebilecek nimetlerin bir kısmını sömürerek “açlıktan ölen insanların varolduğu bir dünya sistemi kuran müstağni zalimleri bizim ellerimizle cezalandır. Bu büyük cihaddan hasıl olacak sevabı ise günahlarımıza keffaret kıl. Kur’an şeriatının hâkim olmasıyla adaletin ikame edileceği, açlığın ve zulmün ortadan kaldırılacağı bir dünya kurabilmeyi bizlere nasib eyle! Şüphesiz Sen her şeye kadirsin.

Ey Hakimlerin Hakimi Olan Rabbimiz! Kur’an-ı Mubin’de adalet için çırpınan takvayı kalbine yazan mümin mustadaflara vadettiğin mirası, yeryüzünde “namazın ikame edildiği, adaletin yaygınlaştırıldığı” bir iktidarı gerçekleştirme sözünü bizlerin şahsında gerçekleştir!

Ey tüm varlık aleminin Rabbi olan Allahımız!
Ekmeğimizi-aşımızı, ocağımızı soframızı dürüstlüğü şiar edinmiş kimselerle paylaşmak istiyoruz Soframızı müminlerle ve mustadaflarla, karşılıklı mescid haline getirdiğimiz evlerimizi meleklerle şenlendir! Az verip bezdirme, çok verip azdırma Ya Rabbi!

İsteyene dünyayı isteyene de ahireti veren Rabbimiz!
Bize dünyada da ahirette de iyilikler ihsan eyle.
(Amin)
Nimeti Celilullah
Bereketi Halilullah
Şefaat Ya Allah (el-Fatiha ve’s- Salavat

Elhamdülillah €lhamdülilllah €lhamdülillah
€lhamdülillahillezi ed âmana ve sagana vecealena minelmüslimiyn.
nigmeti celillullah berâkatuhalilullah sefaat senden ya RasullAllah..
islami devlet nasibi cennet ölenlere rahmet pişirenlere kuvvet
soframıza beket ihsan eyle ya Rabbi..
Amin..

subhane rabbike rabbil izzetiammayesifun veselamun alelmurseliyn..

kursumuzda ögretilen bu idi.. vakti zamanında

Ya Rabbi seni tarif etmektedir bütün güzel isimler,
Sen güzel isimlerine aşikar etmezsen, ruhum karanlıkta kalır
Esmai Hüsnana şahit yaz beni
Rabbim Sanadır kulluğum,Sendedir çarem ,sendedir Varlığım,Başkasına değil SAna muhtacım ,başkasını değil Seni çağırım ,Başkası devamsızdır,Sen daimsin daim eyleyensin,Başka İlah yok Sen Allahsın.
Sen ki eşi benzeri olmayansın,cemaline çevir yüzümü, başkasına rağbet ettirme kalbimi!
Ya RahmAn
Sen öyle rahmet edersin ki rahmetinin bir cilvesi CENNETİM OLUR.RAHMETİNDEN BİR PARILTI SONSUZ mUTLULUĞUMDUR.ŞU ÇORAK GÖNLÜME MERHAMETİNİ İNDİR..şU FANİ ÖMRÜMÜ sonsuzluğa eriştir

Ağız kokosundan kurtulmak , önlemek

Dr.İbrahim Saraçoğlu Ağız kokusuyla ilgili acıklamaları.

Ağız kokusundan kurtulmak için bazı bitkilerinde rölleri vardır.
Bunlardan bir kaçı aşşağıda yazılıdır

Çoğu insanın, ortak sorunu olan ağız kokusu can sıkıcı bir olaydır. Bu insanlar ağzım kokuyor acaba karşımdaki rahatsız olur mu, ağız kokusunıu nasıl gideririm diye düşünür. Bu ağız kokusunun bir çok sebebi vardır. Diş çürükleri, iç organlarda var olan bir rahatsız ağzın kötü kokmasına sebep olur. Peki Bu sorundan nasıl kurtuluruz. Bunu siz değerli okurlarım için araştırdım ve yazıyorum. işte ağız kokusunu önlemek için gereken bitkiler:

Gerekenler

Nane Ruhu

Ada Çayı

Yapılışı: Bir avuç ada çayı çiçeği, 15 dakika süreyle kaynar suda demlenir. Sıkılarak elde edilen sıvıya, bir tutam nane ruhu karıştırılarak bir gün boyu dinlendirilirken, dinlendirilen sıvıdan yarı oranında içme suyuna ilave edilerek ağız, bu karışımla sık sık çalkalanır

Peynir: Peynir dişler için birden çok yarar sağlar. İlk olarak ağzın PH dengesini ayarlamaya yardımcı olur. Aynı zamanda çürüklere karşı koruyup, yeni çürükler oluşmasını engeller. Özellikle şekerli gıdalar alındıktan sonra yenilecek bir parça peynir, şekerin dişleri çürütme etkisini giderme açısından son derece önemli.


Yeşil Çay: Yeşil çayda bulunan katesin maddesi ağızdaki bakterilerin yok olmasına yardımcı olurken aynı zamanda kansere karşıda etkili olur. Dolayısıyla ağız kanserlerine karşıda etkili bir maddedir. Bu madde aynı zamanda kötü ağız kokusuna neden olan bakterileri de ağızdan uzaklaştırmaya yardımcı olur.


Kivi: Vitamin C eksikliği dişetleri hassaslaştırabilir, bakterilere karşı daha dirençsizleştirebilir. Bu durumda da periodontal rahatsızlığa yakalanabilirsiniz. Bu durumla karşılamamak için yeterince C vitamini almalısınız ve bunun için kiviyi seçebilirsiniz, çünkü kivi diğer meyvelere göre daha fazla vitamin C içerir.


Yoğurt: Kalsiyum açısından zengin olan yoğurdun dişlere olan faydaları saymakla bitmez. Kalsiyum periodontal rahatsızlığı olan kişilerdeki diş kökleri iltihaplı cep sayısını azaltır. Kalsiyum, periodontal rahatsızlık dolayısıyla oluşmuş sallantılı ve gevşek dişleri iyileştirmede yardımcı olur. Kalsiyum, diş kayıplarını önlemeye yardım eder. Eğer sizde diş sağlığınızı düşünüyorsanız, kalsiyum deposu olan yiyecekleri tercih edin.


Maydanoz: Ağız kokusuna neden olan yiyecekleri tükettikten sonra biraz maydanoz çiğnemek hoş bir ağız kokusuna sahip olmanıza yardımcı olacaktır. Bu sayede ise kötü ağız kokusu maydanoz sayesinde hoş bir kokuya dönüşür.


Çilek: Çilek dişlere ve dişetlerine iyi gelir. Aynı zamanda diş taşlarından doğal yöntemle kurtulmanın formülünü taşımaktadır. İçinde bulunan çeşitli asitler diş diplerinde biriken taşları eritir. Diş taşlarının oluşumunu engeller.


Kuru Yemişler: Kuru yemişler ve çekirdekler dişi kaplayarak bakterilere karşı koruyucu bir tabaka oluşturan doğal yağlar içerirler. Bu yağlar diş minesinin güçlenmesine yardımcı olarak çürümelere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar ve çekirdekleri de kalsiyum içerir.


Elma: Elma, kabukla yenilmesi bir yandan dişlerin kuvvetlenmesini sağlarken, diğer yandan da içerisindeki maddelerle dişleri temizler. Elma, havuç gibi meyveleri ısırarak yenilmesi tavsiye edilir.


Balık: Balığın içeriğindeki fosfor, kemik ve diş dokusunun teme maddelerinden bir tanesidir. Bunlarda dişleri sertleştiren fosfor bulunmaktadır. Dolayısıyla daha sağlıklı dişler için haftada bir kez balık tüketilmelidir.

kaynak.ibrahim saraçoğlu.

Alanyanın Tarihi yerleri

Gezilip görülmeye değer yerler antalyanın en gözde tatil yeridir.akdenizin incisi alanya.alanya kalesi,aşıklar mağarası,alanya mağarası,lprsanlar mağarası gibi yerleri görmeye değer tarihiyle zengin bir ilcedir alanya

Aşıklar Mağarası, Alanya'nın tarihi yarımadası, denize yakın yamacında iki girişli bir mağaradır.

Aşıklar Mağarası'na Cilvarda burnuna doğru teknenin kayalıklara yanaşmasından sonra kayalara tırmanılarak çıkılır. 75 metre uzunluğundadır. Alçak tavanı nedeniyle mağaranın içinde zaman zaman eğilerek yürünür. Aşıklar Mağarası'nın, Damlataş tarafındaki ağzı, denizden sekiz metre kadar yüksektedir ve buradan denize atlanır. Bu sırada tekne Cilvarda burnunu dönüp gelmiş olur ve mağaradan atlayanları denizden toplayıp yoluna devam eder.

Söylenceye göre antik çağın korsanları Aşıklar Mağarası'da ganimetlerini ve esir kızları saklamıştır. Mağaranın 'Aşıklar' adını kimseye görünmeden baş başa kalmak isteyen aşıklardan aldığı sanılmaktadır.

Damar Sertliği için öneriler

Kanda normalden fazla biriken kolesterol, damarların iç yüzüyeni sıvanır. Buna kalsiyum da tortu şeklinde yapışır ve damarlar, yumuşaklığını kaybederek damarlar sertleşir


Ökse yaprağı, alıç yaprak ve çiçekleri, zeytin yaprağı, enginar yaprağı, selvi tohumu gibi bitkilerin çayları çok faydalıdır. Günde 2-4 bardak içilebilir.

** 2 bardak kaynar suya 10 gram şahtere konur. 10 dakika bekletilip günde 2-3 defa bir bardak içilir.

** Bir baş sarımsak ezilir. 200-300 gram yoğurtla karıştırılıp 1 gece bekletilip, ertesi gün 2-3 defa yenir.

** 10 gram sarımsak iyice ezilip üzerine 10 gram ılık su konulup 24 saat bekletilir. tülbentle süzülen karşımdan günde 20-40 damla içilir.

kaynak.Dr.Ahmet Maranki.

Selulitten Korunma

Kilonuzu koruyun. Günde 1500 kaloriden fazla almamaya çalışın.
- Hareket edin, örneğin jogging yapın, bisiklete binin, yüzün, jimnastik yapın.
- Ayrıca vitamin ve mineral alın. A ve E vitaminleri deriyi düzgünleştirir, magnezyum metabolizmayı harekete geçirir, fosfor ve silisyum dokuları kuvvetlendirir.
- Vücudun fazla suyunu atması için beyaz ve kırmızı turp, maydanoz, kereviz, çilek ve pilav yiyin.
- Tuz, şeker, alkol, sigara, koyu çay, çikolata, kızartma ve undan uzak durun.
- Derinin kanla beslenmesini teşvik edin. Örneğin masaj eldiveni ile kendi kendinize yapacağınız masajla, bir sıcak, bir soğuk duşu sorunlu yerlere tutun. Saunanın da yararı vardır.
Sert sporlar, vücudun belirli bir kısmını çalıştıran ve düzensiz yapılan sporlar hiçbir işe yaramaz. Selüloite karşı en etkili sporlar tempolu yürüme ve yüzmedir. Fakat tıbbi olarak, bütün sporlar içinde en iyisi jimnastiktir.
Toksinleri ve zararlı maddeleri vücuttan atmak için, günde ortalama 1.5 litre su içmek gerekir. Ancak bu, herkes aynı miktarda su içecek demek değildir. Çünkü her insanın gereksinim duyduğu miktar farklıdır. Genel olarak içilecek sıvı miktarı kiloyla da ilişkilidir. 90 kiloluk bir kişi fazla zorlanmadan bir günde 3 litre su içebilir. Oysa 50 kiloluk biri için bu miktar fazla gelebilir.

Fransız Süiti

“Edebi ve ebedi bir şaheser!”
-Times

1940 yılında Nazi işgalinden bir gece önce Paris’te başlayan Fransız Süiti, insanların kendi kontrolleri dışında savaş şartlarına atılmasının etkileyici öyküsünü anlatıyor. Parisliler şehri terk ederken, hayal edilebilecek her türden insani çılgınlık etrafı kaplamıştır; yemeğin olmadığı bir kentte varlıklı bir anne tatlı aramaktadır, dünyaları parçalanmak üzereyken bile bir çift, işlerini kaybetme düşüncesinden korkmaktadır. Yerli halk Alman askerlerince işgal altında olan taşradaki köylere göçerek -kendi köyünde, kendi evinde hatta kendi kalbinde bile- düşmanı karşısında hayatta kalmayı öğrenmek zorundadır.
Irène Némirowsky Fransız Süiti üzerine çalışmaya başladığında zaten Paris’te yaşayan çok başarılı bir yazardı. Fakat aynı zamanda o bir Yahudiydi, 1942’de tutuklandı ve öldüğü yer olan toplama kampına gönderildi. Bu roman altmış dört yıl boyunca saklı ve bilinmeyen olarak kaldı.

“Çarpıcı . . . Anne Frank’ın Hatıra Defteri ya da Albert Camus’un romanlarıyla yarışıyor.”
-The Nation

“Némirowsky’nin ufku Tolstoy’unki gibidir: İnsanı ve onun narin varoluşunu yakından tanıyan yazar bunları etkileyici, sabırlı ve katı bir dürüstlükle bir araya getirmiştir... Kayıp bir başyapıt.”
-Oprah Magazine

“Nefes kesen . . . çarpıcı . . . Fransız Süiti’nin yazarı önceden hiç duymadığınız, kendi trajik öyküsü sadece kitabın etkileyiciliğini derinleştiren, en büyüleyici edebiyat kişiliklerinden bir tanesidir.”
-Newsweek

“Olağanüstü bir eser, şaşırtıcı bir kurgu ve gerçek, tarih ve öykü yazarlığı harmanı.”
-Houston Chronicle

“Şaşırtıcı . . . belki de savaşın son mükemmel kurgusu olan Fransız Süiti, işgalin, göçün ve kaybetmenin içten öyküsünü sunuyor. Kitabın şok edici gücü sanatın kurtuluşa giden bir yol sunabileceğini doğruluyor.”
-Pittsburgh Post-Gazetta


Fransız Süiti
Irene Nemirovsky
PEGASUS YAYINLARI
Roman

Arguvan

Arguvan, Malatya iline bağlı bir ilçedir

Tarih

İlçenin tarihi hakkında yeterli bilgiler olmamakla birlikte Morhamam ve Karahüyük köylerindeki höyüklerden ve Karababa harabelerinden elde edilen bulgulara göre ilçenin tarihi eski çağlara dayanmaktadır. Asıl yerleşim Türk'lerin 1071 yılından sonra Anadolu'ya girişleriyle başlamaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında Tahir bucağı adı ile Arapgir İlçesine bağlı olan Arguvan, sonradan ilçe olarak Diyarbakır'a bağlanmış daha sonra 1873'de tekrar Tahir adı ile Keban'a bağlı bir nahiye haline getirilmiş, Cumhuriyetin İlanıyla merkez ilçe olarak Malatya'ya bağlanmış, 1954 yılında Tahir nahiyesi merkez olmak üzere Arguvan adı ile Malatya iline bağlı bir ilçe haline getirilmiştir.
Coğrafi yapı

Doğusunda Elazığ ili Baskil ilçesi ve Malatya'nın Arapkir ilçesi, kuzeyinde Arapkir ile Sivas İli Divriği ilçesi, batısında Hekimhan ilçesi ve güneyinde Yazıhan ilçesi ile çevrilidir. Malatya'ya 71 km uzaklıktadır.
Yüzey şekilleri açısından genellikle engebeli olup, ilçenin kuzeyi dağlık arazi, güneyi ise kuzeye göre düz ova özelliği göstermektedir. Bölgemizde en yüksek dağ Arapkir ile ilçemiz arasındaki Göldağı'dır. İlçemizin doğu sınırının bir kısmından geçen Fırat nehri dışında büyük akarsuyu yoktur. Dere ve çay niteliğinde olan Şotik Çayı, Bömere Deresi, Morhamam Deresi, Çavuş Çayı ve Söğütlü Çayı ilçenin akarsularıdır. Bu su yataklarının da düzensiz debisi mevcuttur.
İlçemizin rakımı 1150 metre olup, iklim bakımından kışları çok karlı ve soğuk, yazları kurak ve sıcaktır. İlçemiz en çok yağışları İlkbahar"da alır. Toprak düzeyi genellikle çıplaktır.
Ancak, kuzey ve kuzeybatısında bozuk baltalık ve orman vasfını yitirmiş meşe örtüsü mevcuttur. İlçemiz 2'ci derece deprem kuşağı bölgesindedir.
İlçemiz kuruluş tarihinden bu güne kadar 1967, 1977 ve 1988 yıllarında meydana gelen heyelan ve çökmeler nedeniyle üç defa yer değiştirmiştir. En son meydana gelen toprak kaymalarında yeni yerleşim yerini tehdit etmektedir.
Turistik Yerler

İlçe'ye 10 km. uzaklıkta bulunan Kızık Köyü "Kutsal Balıklar Parkı" gezip, görülecek ve dinlenilecek bir yer olarak devamlı ziyaret edilmektedir. Özellikle yeni evlenen çiftler düğün esnasında buraya uğramayı ve burada halay çekmeyi bir gelenek haline getirmişlerdir.
Nüfus

Görüldüğü üzere ilçe nüfusunda geçmiş yıllara göre hızlı bir nüfus azalması olmaktadır. İlçeden il merkezi ve diğer illere sürekli bir göç yaşanmaktadır. İlçe nüfusunun okur-yazar oranı %98 gibi yüksek bir düzeydedir.
Arguvan ilçesinin 33 köyü alevidir. Merkez'de ise, aleviler çoğunluktadır.
Yıl Nüfus
1980 19,282
1985 18,492
1990 13,907
1997 10,594
2000 10,594
2007 8,379
Ekonomi

İlçede sanayi sektörü olarak hiç bir faaliyet yoktur. İlçe merkezinde yalnızca T.C. Ziraat Bankası mevcuttur. Arguvan halkı tarım, hayvancılık, ve arıcılık ile uğraşır.
2003 yılından beri Türkü Festivali yapılmaktadır ; bu festival, türküleri açığa çıkarma özelliğinin yanısıra yöreye iki günle sınırlı'da olsa insan akışı ve ekonomik hareketlenme sağladığından, yöre halkı tarafından büyük bir sevinçle karşılanmakta ve bir aile düğünü bilinciyle sahiplenilmektedir.
Ünlüler
İlyas Salman
Sabahat Akkiraz
Muharrem Temiz
Zerrin Özer
Köyleri [değiştir]

Akören, Alhasuşağı, İsaköyü, Armutlu, Asar,Asmaca, Aşağı Sülmenli, Bahçeli, Bozan, Bozburun,Çavuş, Çayırlı, Çevreli, Çobandere, Doydum, Ermişli, Eymir, Göçeruşağı, Gökağaç, Gümüşlü, Güngören, Güveçli, Hakverdi, İçmece, Karababa, Karahüyük, Kışla, Kızık, Koçak, Konakbaşı, Koyuncu, Kömürlük, Kuruttaş, Kuyudere, Morhamam, Sığırcıuşağı, Tarlacık, Tatkınık, Tatkınık, Yamaç, Yayıklı, Yazıbaşı, Yenisu, Yeniköy, Yoncalı, Yukarı Sülmenli, Yürektaşı.

Malatya

Malatya, Türkiye'de Orta Anadolu'da, Doğu Anadolunun en batısında yer alan,Türkiye'de ve Dünya'nın önemli yerlerinde önemli nüfusa sahip, önemli kişilikleri ve ünlüleri bağrından çıkarmış, stratejik önemi yüksek bir ildir.

Coğrafya ve iklim [değiştir]

Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Havzası'nda yer almaktadır. Doğuda Elazığ( 98 KM ) ve Diyarbakır( 251 KM ), güneyde Adıyaman( 185 KM ), batıda Kahramanmaraş( 219 KM ), kuzeyde Sivas( 245 KM ) ve Erzincan( 363 KM ) illeri ile çevrilidir.
İl genelinde yer alan dağların başlıcaları Malatya dağları, Nurhak Dağları, Akçababa Dağları, Yama Dağı iken, başlıca akarsular Söğütlü çayı, Morhamam çayı, Kuruçay, Tohma suyu, Sultansuyu, Sürgü suyu, Beylerderesi, Mamıhan ve Şiro çayıdır.
Malatya ilinde karasal iklim koşulları hüküm sürer. Evvel çok çetin kış ayları yaşanıyor olsa da, Malatya'daki müthiş su potansiyeli sebebiyle son yıllarda inşa edilen barajlar il genelinde iklimi fazlaca yumuşatmıştır.
Ayrıca Beydağlarının o muazzam görüntüsü o uzantısı şehre ayrı bir güzellik katmaktadır. İl, İç Anadolu, Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin arasında tampon bir bölge olma özelliğini de taşımaktadır. Malatya ili, deprem kuşağı bakımından ikinci büyük fay kuşağında yer alır. Bölgenin dağlık ve dinamik bir yer hareketliliğine maruz kalması sonucu depremler sık sık meydana gelir. Yani kıvrımlı bir arazi şekli yaygındır. Malatya'nın deniz seviyesindne yüksekliği 890 - 910 m'dir.
Etimoloji [değiştir]

İsminin kökeni: Malatya'nın adı Kültepe tabletlerinde Melita olarak, Hitit tabletlerinde "Maldia" olarak geçmektedir. Malatya kelimesi Hititçe bal anlamina gelen "Melid" kelimesinden türetilmistir.
Eski çağ cografyacılarindan Strabon, Malatya'yı, kesin olarak belirtmemekle birlikte, Kommagene sınırında Kapadokya Krallığı’nın (M.Ö. 280-212) on valiliğinden biri olarak göstermiştir.
Tarih [değiştir]

Hititler M.Ö. 2000 yıllarının başında bu bölgede hüküm sürmeye başlamışlardır.
M.Ö. 1750 yıllarında Kuşsara Kralı Anitta, Anadolu'yu tek bir yönetim altında toplayarak siyasi birliği sağlamış ve Malatya'yı da bu birliğe dahil etmiştir. II. Mursilis, Muvatalli ve III. Hattusilis dönemlerinde Malatya, Hitit merkezine bağlı kalmıştır.
Asur Kralı Sanherib (M.Ö. 705-M.Ö. 681) döneminde Asur egemenliğine giren Malatya, daha sonra Med ve Perslerin hakimiyetine girmiştir.
M.Ö. 4. yüzyılda Makedonya Kralı İskender'in Anadolu'yu ele geçirmesinden sonra, Malatya Hellenistik kültürün etkisinde kalmıştır. Bu tarihten sonra Malatya sırasıyla, Medlerin, Perslerin, Romalıların, Bizanslıların, Selçukluların egemenliği altına girmiştir.
1515 yılından itibaren de Osmanlı yönetimi altına giren Malatya,Harput vilayetine bağlı iken, Cumhuriyetle birlikte (20 Nisan 1924 Anayasası 89. maddesi ile) il olmuştur. İl olduktan sonraki ilk Belediye Başkanı, Hasanbey Caddesi' ne de ismi verilen Hasan Derinkök' tür.Malatya halkı çoğunlukla Türkmen olmak üzere Kürt ve Ermeni nufuslarını da barındıran bir Doğu Anadolu şehridir.
Malatya`ya gidilipte yapılmdan dönülmiycekler:
Eski Malatyayı,Aslantepe Höyüğünü ve Arkeoloji Müzesini gezmeden dönmeyin.
Sultansuyunu ve Nemrut Dağını görmeden dönmeyin.
Kağıt Kebabı yemeden dönmeyin.
Analı-Kızlı,İçli Köfte,Tereyağlı Kayısı Tatlısı ve Balıklı Köfte yemeden dönmeyin.
Kayısı ve yan ürünlerinin satıldığı Şire Pazarında alış-veriş yapmadan dönmeyin...

Çanakkale ilçeleri

çanakkale ilçeleri

Ayvacık
Bayramiç
Biga
Bozcaada
Çan
Eceabat
Ezine
Gelibolu
Gökçeada
Lapseki
Yenice

Çanakkale

Çanakkale ili, Türkiye Cumhuriyetinin kuzeybatısında, topraklarının büyük bölümü Marmara Bölgesi sınırları içinde kalan, 25° 40' - 27° 30' doğu boylamları ve 39° 27' - 40° 45' kuzey enlemleri arasında 9.887 km²'lik bir alan kaplayan, Asya ve Avrupa kıtalarında toprakları bulunan, kendi adını taşıyan boğaz ile ikiye bölünmüş Trakyada İstanbul'dan sonraki en büyük ildir.
Anadolu'nun en batı noktası olan Baba Burnu ile Türkiye'nin en batı noktası Gökçeada'daki İncirburnu il sınırları içindedir. Ege Denizi'nde Türkiye'ye ait en büyük adalar, Bozcaada ve Gökçeada, Çanakkale iline bağlıdır.

Yunanca

Yunanca, Yunanistan'ın ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin resmî dilidir. Yunanca (Ελληνικά - Elliniká) 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Hint-Avrupa dil ailesinde kendi başına bir kol oluşturur. Bazı dilbilimciler; Yunanca ve Ermeniceyi Hint-Avrupa dil ailesi içinde Greko-Grabar olarak bir üst grupta birleştirir. Antik Yunanca Klasik Yunan uygarlığının dili olarak kullanılmıştır. Modern Yunanca Antik Yunanca'dan oldukça farklı olmakla beraber köken olarak ona dayanır. Yunanca, Yunan Alfabesi kullanılarak yazılır.
Yunanca dünyada, çoğunluğu Yunanistan'da olmakla beraber, Avustralya, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan yaklaşık 25 milyon kişinin anadilidir. Türkiye'de anadili Yunanca olan yaklaşık 2.000 Rum olduğu tahmin edilmektedir. Bunların hemen hemen hepsi İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'da yaşar. Bunun yanında 15 ve 17. yüzyıllarda İslamlaşan Trabzonlu ahâli tarafından konuşulmaktadır.1965 nüfus sayımında 4,535 kişi anadilini Pontus lehçesi (Yunanca) olarak kaydetmişti. Yunanistan ve Kıbrıs'tan Türkiye'ye göç eden Yunanca (ya da Rumca) konuşan (konuşabilen) kayda değer Türk de vardır. Bunların da büyük bir kısmı Batı Anadolu ve Mersin yöresine yerleşmişlerdir.

Bering Boğazı

Bering Boğazı, Asya'nın en doğu noktası (169° 44' W) ile Amerika 'nın en batı noktası (168° 05' W) arasında bir boğazdır. Günümüzde Rusya ile ABD (Alaska) arasında coğrafi bir sınır konumunda olması ile birlikte Amerika ve Asya kıtalarının birbirine en yakın olduğu yerdir.

Coğrafya ve bilim

Boğaz yaklaşık 92 km genişliğinde, 30 - 50 m derinliğindedir ve kuzeyindeki Chukchi Denizi (Arktik Okyanusu) ile güneyindeki Bering Denizi'ni (Büyük Okyanus) birbirine bağlamaktadır. 1648 yılında Semyon Dezhnev tarafından geçildiği kabul edilmesine rağmen; ismini boğazı 1728 yılında geçen Rus asıllı Danimarkalı kâşif Vitus Bering'den almıştır. Buzul çağı sırasında boğazın bir kara köprüsü vazifesi gördüğü bilinmektedir. Bazı bilimadamları, bu çağlarda suların büyük kısmının buzula dönüşerek deniz seviyesini düşürdüğüne ve daha fazla kara parçasını göz önüne çıkardığına inanmaktayken; bazıları da boğazın tamamen donduğunu, böylelikle insanlarla hayvanların üzerinden geçmesinin mümkün olduğuna inanmaktadır.İki yaka arasında bir günlük tarih farkı vardır.

Asya

Avrupanın doğusunda, Büyük Okyanus'un batısında, Okyanusya'nın kuzeyinde ve Arktik Okyanus'un güneyinde bulunan kıta.
Eski Dünya kara kütlesinin bir parçası olan Asya 44 391 163 km²'lik yüz ölçümü ile dünyanın en büyük kıtasıdır. Aynı zamanda 1 010 m'lik ortalama yükseltisiyle de dünyanın en yüksek kıtasıdır. Asya bu yükseltisini; dünyanın en yüksek zirvelerini bünyesinde barındıran Himalaya Dağları'na borçludur.
Asya, kuzey-güney doğrultusunda 8 490 km genişliğindedir. Kıtanın en kuzeyinde, Rusya'da Çelyuskin Burnu (77° 42' 55" K paraleli) yer alırken, en güneyinde, Malakka Yarımadasındaki Buru Burnu (1° 14' 17" K paraleli) bulunur. Adaları esas aldığımız taktirde, Severneya Zemlya adası (81° 16' 23" K paraleli) ile Endonezya'ya bağlı Rudi Adaları (11° 00' 19" G paraleli) arasında 10 245 km'dir.
Kıta doğu batı doğrultusunda; Türkiye'nin de en batı ucu olan Gökçeada'nın İncirburnu (25° 38' 59" D meridyeni) ile Çukçi Yarımadasında Dejnev Burnu (169° 40' 17" D meridyeni) arasında 8 200 km'dir.
Kıtanın özel konumu ise; Asya, kuzeyden Kuzey Buz Denizi ile sınırlıdır. Kuzey doğuda, Amerika'dan sığ bir deniz olan 100 km genişliğindeki Bering Boğazı vasıtası ile ayrılmaktadır.
Kıta doğuda Büyük Okyanus ile sınırlanır. Ancak kıyı açıklarında okyanus tabanından yükselen kuzey-güney doğrultulu dağların su üzerine çıkan kısımlarını oluşturan ada ve takım ada girlandları yer almaktadır. Burada; Aleut, Japon, Bonin ve Marian derin deniz çukurluklarından geçen ve "Andezit Hattı" adı verilen bir çizginin batısındaki bölge ile orada yer alan ada ve takım ada girlantları Asya anakarasına aittir.
Kıtanın güneydoğu sınırı biraz karışık olmakla birlikte Sunda Adaları ile Arafura Denizi arasından geçen hat sınır olarak kabul edile bilir. Kıtayı güneyden Hint Okyanusu sınırlandırmaktadır.
Asya'nın batı sınırı ise oldukça tartışmalı bir meseledir. Bu konuda birçok araştırıcı farklı görüşler ileri sürse de, en doğru kabul edilen sınır; Ural Dağları, Ural Nehri, Maniç Oluğu, Karadeniz, Boğazlar, Ege Denizi, Akdeniz, Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz üzerinden çekilecek bir hattır. Bu hattın doğusunda kalan Anadolu ve Kafkaslar Asya'dan sayılırken Trakya Avrupa'ya dahil edilmektedir.
Dünya üzerinde bulunan çeşitli en büyükler Asya'da toplanmıştır. Asya; kıtaların en genişi (44 391 163 km²) ve ortalama yükseltisi en fazla olanı ( 1 010 m)'dır. Ayrıca dünyanın en yüksek tepesi (Everest tepesi, 8 848 m), en büyük gölü (Hazar Gölü veya Denizi), en derin gölü (Baykal Gölü), dünyanın deniz seviyesinden en alçak yeri (Lut Gölü, göl yüzeyi -392 m), ve dünyanın en alçak havzası (Turfan Havzası -154 m) Asya kıtasında bulunmaktadır.
Asya; 3.5 milyarı aşan nüfusu ile dünyanın en kalabalık kıtasıdır. Dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin (1 284 303 705 kişi, 2002 tahmini) bu kıtada yer almaktadır. Asya dinlerinin de doğduğu kıtadır. Semavi dinler arasında İslamiyet, Hıristiyanlık ve Musevilik dinlerinin her üçü de Ortadoğu'da ortaya çıkmıştır. Yine geniş kitlelere hitap eden Budizm ve Hinduizm de Asya menşeli dinlerdir. Asya aynı zamanda medeniyetler beşiğidir. Türk, Çin ve Hint medeniyetleri bu kıtada binlerce yıldır varlıklarını devam ettirmektedirler. Kıtada 100'ün üzerinde dil konuşulmaktadır. Kıtanın doğusunda sarı, güney kısmındaki adalarda siyah geri kalan kısımlarında ise beyaz ırktan insanlar yaşamaktadırlar.

Himalaya Dağları

Himalaya Dağları, dünyanın en büyük ve en yüksek sıradağlarıdır. Asya'nın orta güney kısmında, doğu batı doğrultusunda uzanır. Dünyanın en yüksek zirvesi Everest'i (8850 m.) içine alır. Everest Tepesi, Nepal ile Tibet (Çin) sınırında yer alır. Everest tepesi Nepal'in sınırları içersindedir. Himalayalar, levha tektoniği kuramına göre, iki kıtasal levhanın yani Hindistan levhası ve Asya levhasının çarpışması sonucu oluşmuştur ve bu oluşum halen devam etmektedir.
Pakistan, Hindistan, Çin, Nepal ve Butan' dan geçen 2400 km uzunluğundaki Himalaya dağ zincirinin buzulları, Asya' nın 9 büyük nehrini besliyor. 1,3 milyar insan, bu su yollarına bağımlı olarak yaşıyor. Verilere göre ise Himalayalarda sıcaklıklar, son 30 yıl içinde on yılda bir 0,6 ile 0,15 derece artmakta ve sıcaklıkların artmaya devam etmesi halinde 50 yıla kadar buzul ve karların tamamen erimesi bekleniyor.

Sıradağ - Dağ zinciri

Sıradağ birçok dağ'ın birleşmesiyle oluşan dağ topluluğudur bir sıradağı diğerinden ırmaklar ve ona benzer olaylar ayırır. Ayını sıradağ içinde bulunan bazı dağlar diğerlerinden farklı jeolojik özelikllere sahiptir; farklı bir orijinde de bulunabilmektedirler, örneğin volkanlar, dağlar veya kıvrım dağlarını yükseltileri bu yüzden, farklı kaya çeşitlerinden oluşabilmekterdir. Yanardağ magmanın yer içinden yüzeye çıktığı veya geçmişte çıkmış olduğu, genellikle koni biçiminde tepesinde bir püsküreme ağzı bulunan dağ, volkan.

Akdeniz Toros Dağları

Akdeniz Toros Dağları (Arapça: جبال طوروس), Türkiye'nin Akdeniz kıyılarına paralel olarak, Rodos Adası'ndan Suriye sınırına kadar yaklaşık 2.000 kilometrelik bir dağ zincirinden oluşmaktadır. Bu zincirin en yüksek noktası 3767 metrelik Kızılkaya zirvesidir. Toros Dağları bir sıradağ çeşididir. Torosların bu bölgesi Aladağlar adıyla anılmaktadır.
Antalya'dan Suriye'ye kadar uzanan bir dağdır. Dağın Seydişehir ilçesi yakınlarında boksit çıkarılmaktadır.

Mersinin İlçeleri

Mersin ilinin ilçeleri; Anamur, Aydıncık, Bozyazı, Çamlıyayla, Erdemli, Gülnar, Mut, Silifke, Toroslar, Akdeniz, Yenişehir, Mezitli, ve Tarsus'tur.

Mersin

Mersin, Mersin ilinin merkezi olan kenttir. Uluslararası bir limanı bulunmaktadır. Büyükşehir belediyesi statüsüne sahiptir. Türkiye'nin en büyük serbest bölgesi ve Türkiye'nin en büyük limanınlarından birine sahiptir. Geniş art bölgesi ve ticari etkinliği göz önüne alınarak her geçen gün biraz daha büyümektedir. Türkiye'nin ikinci en yüksek gökdeleni 52 katlı (175 m, temelden yüksekliği ise 289 m) Mertim Kulesi de Mersin'de yer alır. Toroslar, Yenişehir, Mezitli ve Akdeniz olmak üzere büyükşehir belediyesine bağlı 4 merkez ilçeden oluşmaktadır. Oldukça yoğun ve farklı etnik kökene sahip çok karmaşık ve kozmopolit bir yapısı vardır.İtalyan Katolik, Rum-Ortodoks ve Arap Ortodoks (Maruniler) lar da vardır. Her cemaatin kendine ait ibadethaneleri vardır ve kentin genelde Çamlıbel, Uray, ve Pozcu gibi semtlerine dağılmıştır.
Mersin Merkezi oluşturan ilçelerin 2009 yılına göre nüfusları ise şöyledir :
Akdeniz : 283.000
Toroslar : 267.000
Yenişehir: 182.000
Mezitli : 122.000
Mersin Merkez Toplam : 855.000

New York turizm

Kenti yılda yaklaşık 40 milyon turist ziyaret eder. Genellikle gidilen yerler Empire State Building, Times Square, Brooklyn Köprüsü, Broadway, Metropolitan Museum of Art, MoMa, Bronx Hayvanat Bahçesi ve Madison Avenue'da bulunan alışveriş merkezleridir. Ayrıca Halloween Parade ve Tribeca Film Festivali turistlerin ve Amerikalıların ilgisini çeken kültür olaylarıdır. Central Park, ABD'nin en çok ziyaret edilen parkıdır. New York'un yemek kültürü çok geniştir. Özellikle bagel ve New York stili pizza en ünlü yiyecekleridir. Orta Doğu yemeklerini bulmak da oldukça kolaydır.

New York

New York Şehri, (İngilizce resmi adı:The City of New York) Amerika Birleşik Devletleri'nin nüfus bakımından en büyük kenti. Aynı isimli New York eyaleti'nde yer alır. Yüzyıldan fazladır dünyanın en önemli ticaret ve finans merkezlerinden biridir. Şehir, medya, politika, eğitim, eğlence ve modadaki küresel etkilerinden dolayı bir dünya şehri olarak kabul edilmektedir. Birleşmiş Milletler Genel Konseyi binasına ev sahipliği yaptığından dış ilişkiler için de çok önemli bir merkez durumundadır. Fakir semtlerinde ise çok sayıda işsiz ve evsiz yaşar.
Kent beş bölüme ayrılmıştır: Manhattan, Brooklyn (Kings Country), Queens (Queens Country), Bronx ve Staten Island (Richmond). 830 km²'lik bir alanda yaşayan 8,2 milyon nüfusuyla New York, Amerika'da nüfus yoğunluğu en büyük olan şehirdir. Çevre banliyöleriyle birlikte New York metropolitan bölgesi 21 milyonluk nufusa sahiptir ve dünyanın en kalabalık yerleşim bölgelerinden birini oluşturur.
New York, bir göçmen kentidir. Kentte yaklaşık 170 ayrı dil konuşulmaktadır ve her üç kişiden biri ABD dışında bir ülke doğumludur. İngilizce çeşitli aksanlarla konuşulur. İngilizce’nin yanı sıra İspanyolca da İngilizce kadar yoğun konuşulmaktadır. Little Italy (Küçük İtalya) semtinde İtalyanca, China Town’da (Çin mahallesi) Çince konuşulur.
New York birçok Amerikan kültürel hareketinin de doğum yeridir. Edebiyat ve görsel sanatlarda Harlem Rönesansı, resimde soyut ekspresyonizm (New York Ekolü), müzikte hip hop, punk, salsa ve Tin Pan Alley bu hareketlerden bazılarıdır. 24 saat açık olan metrosu ve yoğun trafiğiyle Hiç Uyumayan Şehir adını almıştır.
Özgürlük heykeli, Empire State Binası, Central Park ve Times Meydanı, Modern Sanat Müzesi, Guggenheim Müzesi ve Modern Tarih Müzeleri şehrin ilgi çekici mekanlarıdır. Gökdelenleri, caddeleri, lokantaları, alışveriş merkezleri ve insanlarıyla, New York turistleri cezbetmektedir.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü üyeleri (OECD)

ABD · Almanya · Avustralya · Belçika · Birleşik Krallık · Çek Cumhuriyeti · Danimarka · Finlandiya · Fransa · Güney Kore · Hollanda · İrlanda · İspanya · İsveç · İsviçre · İtalya · İzlanda · Japonya · Lüksemburg · Meksika · Norveç · Polonya · Portekiz · Slovakya · Türkiye · Yeni Zelanda · Yunanistan

Abd'nin Amerika Birleşik Devletlerinin Eyaletleri

Karayipler denizinde 9000 kilometrekarelik bir ada olan Porto Riko, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlıdır. 3.410.000 nüfusu Amerika Birleşik Devletleri vatandaşıdır. Valilerini ve yasama meclislerini kendileri seçerler.
Yine Karayipler denizindeki Virgin Adaları 1917 yılında Danimarka'dan satın alınmıştır. Adanın yüz bin nüfusu Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olup, valilerini ve tek yasama organı olan senatoyu kendileri seçerler. Virgin Adaları'nda 346 kilometrekare yer tutan elli küçük ada vardır.



Amerika Birleşik Devletinin Tarihi

Amerika Kıtası'nın 1492'de Avrupalılarca keşfinden sonra İspanyollar, Portekizliler, Fransızlar ve İngilizler, buradaki yerli halkların aleyhine toprak sahibi oldular. İngilizler, Amerika'daki topraklarını genişlettikten sonra İngiltere başta olmak üzere çeşitli ülkelerden göçmenler alıp buralara yerleştirerek koloniler kurdular. 18. yüzyıl ortalarında, bu kolonilerin sayısı 13'e yükseldi ve bu Onüç Koloni, Amerika Birleşik Devletleri'nin temelini oluşturdu.[5]
Amerika Kıtası insanlar için yeni olanaklar ve yeni bir hayat sağladı. Daha sonra bu koloni sistemi sömürgecilik politikasına dönüştü. İngiliz kolonileri Birleşik Krallık'a endüstri konusunda hizmet ediyordu, İngilizler kolonilerden vergi alıyordu.[6] Koloniler zaman içinde İngiliz devletinden farklı bir kimlik geliştirmeye başladı. Nüfus hızla büyüyor, tarıma dayalı ekonomi gelişiyor, iş adamları ticari ataklarda bulunuyordu. Dinsel yapıda da farklılık vardı. Avrupadan gelenler tutucu bir protestanlık geliştirmişti.
Yönetimleri de İngilizlerden farklıydı. Kolonilerin her birinde (Pensilvanya dışında)[7],iki yasama meclisi bulunuyordu. Kolonileri temsil eden alt meclisin üyeleri mal sahipleri tarafından seçiliyor, Krallığı temsil eden üst meclis üyeleri ise İngiliz Kralı'nın tarafından tayin ediliyordu. Kolonilerde yaşayanlar aynı zamanda mahkemeler kurmuştu ve İngiltere hukuk sistemini uyguluyordu.
1756-1763 yılları arasında İngiltere'nin Avusturya, Fransa ve Rusya ittifakıyla yaptığı savaşlar (Yedi Yıl Savaşları), İngiliz maliyesi üzerinde ciddi bir yük oluşturmuştu.İngiltere mali yükünü gidermek amacıyla yeni vergiler koyması, Amerika'daki kolonilerin tepkisiyle karşılaştı.[8] Koloniler yüksek vergiler ödeyip, karşılığında hiç bir şey alamamaktan rahatsızlardı. Tütün ihracatına gelen ek vergiyle koloniler, 18. yüzyıl ortalarından beri kazanmaya hazır oldukları bağımsızlık mücadelesini hayata geçirdiler. Savaşın başlarında George Washington, Thomas Jefferson tarafından kaleme alınan ve özgürlük isteklerini dile getiren Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'ni yayınladı.
Altı yıl süren savaş sonunda, George Washington komutasındaki koloni güçleri tarafından yenilgiye uğratılan İngiltere geri çekilmiş ve 1783 yılında 13 koloninin bağımsızlığını kabul etmiştir. Bağımsızlıklarını ilan eden koloniler, içişlerinde serbest eyaletlerden oluşan Amerika Birleşik Devletleri'ni kurdular (1787). 1789'da Anayasanın tamamlanıp onaylanmasıyla yeni bir ulus ve Amerikan üst kimliği doğdu. Amerikan bayrağındaki 50 yıldız, 50 eyaletleri simgelemektedir.
Amerika Birleşik Devletleri, ülkeyi anayasayla yöneten bir Başkanın seçimle iş başına geldiği ilk modern demokratik cumhuriyettir. Bu manada Fransız devriminin de öncüsü olmuştur.Bu sistem 18. yüzyıl dünyasında eşitlik, insan halkları, adil yargılama ve kuvvetler ayrılığı gibi kavramların gündeme gelmesini sağlamıştır.


ABD'nin genişlemesi
ABD doğal kaynaklarının zenginliği, genç ve dinamik bir insan gücüne sahip olması nedeniyle 19. yüzyıl boyunca hızla sanayileşti. Ancak 1861-1865 yılları arasında çıkan Amerikan İç Savaşı ülkeyi parçalanma tehditi altına soktu. Savaş kuzeydeki eyaletlerin başarısıyla sonuçlandı ve ABD tekrar hızlı bir gelişme dönemine girdi. 20. yüzyıl başlarında çıkan I. Dünya Savaşı'nın İtilaf Devletleri tarafından kazanılmasında önemli bir rol oynadı. II. Dünya Savaşı'nda da Almanya, İtalya ve Japonya'ya karşı büyük bir başarı kazanan ABD artık bir süpergüç haline gelmişti.
Bu iki dünya savaşından sonra dünya ülkeleri iki kutuba ayrıldılar. Soğuk Savaş adıyla anılan bu dönemde ABD NATO örgütü çatısı altında Batı Bloğunun liderliğini üstlenirken, Sovyetler Birliği Doğu Bloğunun (Varşova Paktı) lideri durumundaydı. Soğuk Savaş yılları boyunca ABD başta Kore Savaşı ve Vietnam Savaşı olmak üzere birçok savaşlara katıldı. 1989 yılında Berlin Duvarı'nın yıkılışı ardında Soğuk Savaş sona erdi. 1990 yılında Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesi üzerine çıkan I. Körfez Savaşı'nda ABD Irak ordusunu yendi. ABD 1994 yılında NATO ülkelerinin yardımıyla Bosna Savaşı'na müdahele etti. 2001 yılında New York ve Washington, DC gibi büyük ABD kentleri 11 Eylül 2001 Saldırılarına sahne oldu. Bu saldırılara yanıt olarak ABD 2001 yılında Afganistan Savaşı ve 2003 yılında da Irak Savaşı'nı başlattı. Bu savaşlar halen tam olarak sonuçsuz bir şekilde devam etmesine rağmen her iki devletinde başkentleri savaşın ilk zamanlarında düşmüş, iki ülke rejimleri fes edilmiş ve ülkelere demokrasi getirilmiştir.

Amerika Birleşik Devletleri

Amerika Birleşik Devletleri, (İngilizce: United States of America), Birleşik Devletler (United States), ABD (USA) ya da Amerika (America) olarak da bilinir, elli tane eyalet ve bir tane federal bölgeden oluşan bir federal anayasal cumhuriyettir. Ülkenin çoğu (48 tane eyaleti olan Kıta ABD'si ve ülkenin federal bölgesi olan Vaşington, D.C.), Kuzey Amerika'nın ortasında, Büyük Okyanus ve Atlas Okyanus'un arasında bulunmaktadır. Kuzeyinde Kanada, güneyinde ise Meksika ile sınır paylaşmaktadır. Alaska eyaleti, kıtanın kuzeybatısında bulunarak doğusunda Kanada ve batısında Bering Boğazı'nın öbür tarafında bulunan Rusya'nın arasında bulunmaktadır. Hawaii eyaleti, Büyük Okyanus'un ortasında bulunan bir takımadadır. Ayrıca Karayipler ve Büyük Okyanus'unda bulunan birçok denizaşırı toprağı var. Resmi kuruluş tarihi 4 Temmuz 1776'dır.
Doğuda Atlas Okyanusu'ndan batıda Büyük Okyanus'a kadar 4.500 km genişliğindedir.[4] Alaska ve Hawaii'yi de içine alan Amerika Birleşik Devletleri'nin 9 milyon kilometrekareden fazla yüzölçümü vardır. Hawaii ise, Büyük Okyanus'ta olup, kıta üzerindeki Amerika Birleşik Devletleri'nden 3.200 kilometre uzaklıktadır. Alaska 50 eyaletin içinde yüzölçümü en fazla olanıdır. Ülkenin güney tarafında bulunan Teksas bu bakımdan ikinci sırada gelmektedir.

ABD Bayrağı
Bayrağı
ABD

Logosu

Apple

Apple 1 Nisan 1976 tarihinde Steve Jobs, Steve Wozniak ve Ronald Wayne tarafından kurulmuş olan bilgisayar firmasıdır. Şirket merkezi Cupertino, Kaliforniya, Amerika'dadır. 2005 itibarı ile genel müdürü Steve Jobs'dur. Apple Macintosh, iPhone ve iPod bilinen önemli ürünlerindendir.
Apple zamanında fotoğraf makinası ve yazıcı gibi ürünleri de piyasaya sürmüştür. Günümüzde ise bilgisayarlar, ekranlar, müzikçalar ve yazılım ürünleri geliştirmektedir.

Podcast (Oynatıcı Yayın Aboneliği) Nedir?

Terim Apple'ın ürettiği taşınabilir müzikçalar iPod'un, adındaki pod ve İngilizcede "yayın" anlamına gelen "broadcast" sözcüğünün cast kısmı alınarak türetilmiştir. Podcast'ler ilk defa Apple iPod için geliştirilmiş olmasına rağmen günümüzde doğrudan iPod ile ilgili bir kavram değildir. Podcast kavramı Türkçemizde henüz bir karşılık bulmamasına rağmen "Oynatıcı Yayın Aboneliği" olarak kullanımı çok yanlış olmasa gerek.
Yeni Oxford Amerikan Sözlüğü podcast'i 'Radyo yayını ya da benzer bir programın internetten çekilebilir ve kişisel ses cihazlarından dinlenebilir hale gelmesini sağlayan sayısal kayıt' olarak açıklamaktadır. Podcast sisteminin internetten bir programın ses ya da video kaydını çekmekten farkı RSS veya Atom beslemelerinin kullanılması ve böylece her yeni bölümü özel yazılımların izleyerek otomatik olarak yükleniyor olmasıdır.
2004 yılının Eylül ayında ortaya çıkan podcast, yeni bir yayın dağıtım sistemidir. Podcast sayesinde takip etmek istediğiniz amatör ya da profesyonel radyo/televizyon programlarına abone olarak istediğiniz zaman, istediğiniz araçla izleyebilirsiniz.

Podcast
Podcast temel olarak, istenildiğinde herhangi bir ses dosyasını RSS aracılığıyla paylaşılmasını sağlıyor.
Podcast genel algı olarak, sadece ses dosyası olarak algılanıyor. Ancak video versiyonları da var.
Yeni Oxford Amerikan Sözlüğü 'podcast' ibaresini şöyle açıklıyor:
"Radyo yayını ya da benzer bir programın internetten çekilebilir ve kişisel ses cihazlarından dinlenebilir hale gelmesini sağlayan sayısal (dijital) kayıt"

Rss

RSS, genellikle haber sağlayıcıları, bloglar ve podcastler tarafından kullanılan, yeni eklenen içeriğin kolaylıkla takip edilmesini sağlayan özel bir XML dosya formatıdır. Kullandığı dosya biçimleri .rss ve .xml'dir.
RSS kısaltmasının açılımı ve zaman içinde gelişimi şöyledir:
Rich Site Summary (RSS 0.91)
RDF Site Summary (RSS 0.9 and 1.0)
Really Simple Syndication (RSS 2.0.0)
İnternet kullanıcısı RSS teknolojisi ile düzenli olarak içerik sunan sitelere abone olabilir ve çeşitli RSS istemcileri sayesinde içeriği takip edebilir. Site yöneticisi veya sahibi bu hizmeti sunmak için bir takım teknik düzenlemeler yapmalı ve uygun formatta XML'i RSS istemcisi talep ettiğinde göndermelidir.


RSS sayesinde Araç Çubuğu'ndan Vikipedi ve Ekşi Sözlük gibi sitelerdeki son değişiklikler görülebilir.
RSS olarak sunulan içerik web sitesinde sunulan içeriğin tamamını, özetini veya sadece başlığını içerebilir.
RSS kaynağı sağlayan internet sitelerinde genellikle şu simgeler bulunu

Sitenizin IP Adresi

Çoğunlukla hosting firmalarında normal hesapla barındırdığınız web sayfaları için aynı sunucuda olan tüm web siteleri aynı IP adresine sahiptir ve bu IP adresi grubundaki web sayfalarından herhangi birinin kötü içerikte olması IP numaranızın aynı olması nedeniyle sizide etkiliyecektir.Bu nedenle özel bir IP adresi kullanmanız gerekir. Aşağı yukarı maliyeti 5-10 YTL olan bu IP'leri servis sağlayınız ile görüşerek temin edebilirsiniz.

Backlink Alma Yöntemler

  • Sosyal Medya Ağları (Social Bookmarking)
  • İçeriğinizle alakalı bloglara kendi linklerinizi katarak yorum girme
  • Rss yapısı kurmak (yazılarınızın başka sitelerde yayınlanması için)
  • Kaliteli ve özgün içerik yaratmak (en doğal ve etik backlink faktörü)
  • Farklı C-Class IP adreslerinde konuşlandırılmış yapay siteler üretmek ve bunlar arasında link ağı kurmak
  • Web yönteicisi forumlarında diğer web sitesi sahipleri ile karşılıklı veya çapraz link değişim ağlarına katılmak

Seo Yarışmaları

Yarışma yöneticileri tarafından verilen kelimeyi / kelime grubunu kendi sitesinde kullanarak, sitesini google sıralamasında ilk sıraya çıkaranın kazandığı yarışma türü

Fake PR , sahte pagerank

Pagerank değerinin sahte olması. Örneğin gerçek pagerank değeri 2 olan bir sitenin, pagerank değeri 6 olan sitenin pagerank değerini kendine kopyalaması

Link Tarlası ?

 Link değişimlerinin abartılması sonucu yüzlerce linkin yer aldığı sayfa / site

Spam

Google aramalarında yükselmek için anahtar kelimenin çok fazla kullanılması.

Adwords

Google Adsense’in reklam verenlere yönelik bölümüdür. Ücret karşılığı reklamınızı adsense kullanıcısı sitelerinde yayımlatabilirsiniz

Adsense

 Google’ın webmaster’lara sunduğu bir reklam sistemidir. Sayfa içeriğine göre reklam konulur, tıklanma oranı arttığı için tercih edilir.

Search engine hidden

 Bu terim gizli arama motoru optimizasyon manasına geliyor.

SEF ?

Açılımı search engine friendly şeklindedir. Sayfa linkini anahtar kelimelerden oluşturmayı amaçlar.

Sandbox

 Google, optimizasyon uygulamalarında illegal yolları seçenleri cezalandırır. Bu sandbox’tur

Metatag

Web sayfasını google’a tanıtırken kullanılan kodlar.

Link Değişimi

Karşılıklı link alışverişi / linkleme

Outlink ?

 Sizin başka sayfalara verdiğiniz bağlantı, köprü, link.

Backlink ?

Başka sitelerden, size verilen bağlantı, köprü, link. / Pagerank’ın temel taşı

Pagerank Güncellemesi

Google’ın sayfa değerlerini yaklaşık 3 ayda bir yenilemesi / Yeşil çubuktaki sayının belirli aralıklarla güncellenmesi.

seo - "Search Engine Optimization"

Seo nedir?

Arama Motorları için Eniyileme ya da Batı dillerindeki karşılığından yaygın çevirisi ile Arama Motoru Optimizasyonu, arama motorlarından bir web sitesine yönlenen trafiğin hacminin ve kalitesinin doğal ("organik" ya da "algoritmik") arama sonuçlarına dönük olarak ilgili web sitesi kapsamında iyileştirilmesi sürecinde Yapılan Optimizasyonlardır. Bu işleme ve bu tarz optimizasyonları yapma işlemine ingilizcede SEO denir.





Genel Tanım [değiştir]

İnternet, artık hemen herkesin ulaşabildiği geniş bir dünyadır. Bu yeni dünyamız bir çok gelişmeyle yeniden şekillenmiştir. Bu gelişmeleri tetikleyen en önemli gelişme ise arama moturu icadıdır. Arama motoru tüm sitelerin topluluğu gibi davranan, aranılan konuyu kullanıcıya ulaştıran en önemli internet aracıdır. Dünya'da ve Türkiye'de bu alanda Google şirketi, işe sonrasından girmesine rağmen interneti çok iyi şekilde sarmış ve bu alana en çok eğilen şirket olmuştur. Google aranılan bir metin için uygun sayfaları kullanıcıya sunar. Hangi sayfanın önde gösterileceğini ise SEO belirler. İngilizcesi "Search Engine Optimization" olarak yazılan kelime dilimize "Arama Motoru Eniyileme" olarak geçmiştir. SEO özellikle 2004 yılından sonra doğrudan şirket modülüne girmiş ve alanında oldukça fazla çalışmalar yapılmış, kitaplar yazılmıştır. Her yıl SEO yarışmaları düzenlenmekte firmalar Google sıralaması için milyon dolarlar akıtmaktadır.
Arama Motorları Optimizasyonu İçin Yapılacaklar [değiştir]

Optimizasyon sürecine ilişkin aşamaların bazıları şunlar olabilir:
W3C geçerlemesi
LSI tekniği ile eşdeğer içerikli kelimelerin içeriğe yansıtılması
Sayfalara uygun başlıklar seçilmesi(Title)
robots.txt dosyasının kullanımı
Meta etiketlerin kullanımı
Site-içi dolaşımının düzenlenmesi
Sitenin içeriği ile alakalı başka sitelerden bağlantı toplanması
Sitenin seçilen anahtar kelimelerinin site içeriğindeki yoğunluğunun belirlenmesi
Arama motororu örümceklerinin siteyi daha hızlı taraması için site haritası oluşturmak
İlgili anahtar kelimeleri kalın veya italik gibi özellikler kullanarak önplana çıkarmak
Tablo düzeni ile tasarlanmamış,CSS tabanlı sitelerin oluşturulması
SEO'nun Türkçe'mizde tam bir karşılığı yoktur. SEO kısaltımının, Search Engine Optimizer ya da Search Engine Optimization olarak açılmasına göre de anlamı değişmektedir. Search Engine Optimizer olarak Seo kullanıldığında "Arama Motoru Doktoru" ifade edilmektedir. Search Engine Optimization'ın kısaltması olarak Seo kullanıldığında ise Arama Motoru Optimizasyonu anlamına gelmektedir. Arama Motoru Optimizasyonlarında en önemli faktör backlink iken artık en önemli faktör özgün içerik olmuştur. wikipedia.org sayesinde başlayan bu yeni akım google algoritmasına kısa sürede dahil olmuştur. Arama motoru optimizasyonu uygulamaları çoğu zaman google üzerinden yapılır. Yahoo ve diğer arama motorları kââle alınmaz. Çünkü internet kullanıcılıarının büyük bir bölümünün google'ı arama motoru olarak kullandıkları bilinmektedir. Seo, arama motorlarının kullandıkları botlara uygulanan sevimli görünme çalışmasıdır. Seo son yıllarda özellikle reklam sektöründe büyük önem kazanmıştır.
Alan Adı Seçiminin Optimizasyondaki Etkisi : Arama motoru optimizasyonu çalışmanızda domaininiz oldukça büyük etkisi vardır.Bu faktörler:
Alan adının uzun süreden beri kaydedilmiş olması
Alan adının bitiş süresinin en az 3 sene uzaklıkta olması
Alan adının ilgili anahtar kelimeleri içermesi
Alan adının üçten fazla ayıraç ( - ) içermemesi gerekir. Bu tip durumları Google ve benzeri arama motorları spam (zararlı) olarak imleyebilirler.
Backlink Alma Yöntemleri :
Sosyal Medya Ağları (Social Bookmarking)
İçeriğinizle alakalı bloglara kendi linklerinizi katarak yorum girme
RSS yapısı kurmak (yazılarınızın başka sitelerde yayınlanması için)
Kaliteli ve özgün içerik yaratmak (en doğal ve etik backlink faktörü)
Farklı C-Class IP adreslerinde konuşlandırılmış yapay siteler üretmek ve bunlar arasında link ağı kurmak
Web yönteicisi forumlarında diğer web sitesi sahipleri ile karşılıklı veya çapraz link değişim ağlarına katılmak

Backlink Sayısını ve Niteliğini Analiz Etme Yöntemleri :
Sitenizin varolan backlinklerini takip etmek için de birkaç yöntem bulunmaktadır.
Google üzerinden “link:siteadi.com” sorgulaması
Altavista üzerinden "link:siteadi.com" sorgulaması
Yahoo üzerinden “linkdomain:siteadi.com” sorgulaması

Domain ile ilgili bu tarz verilere ulaşabilmek için ben whois.domaintools.com adresini kullanabilirsiniz.Örnek olarak sitenin adresinin sonuna araştırma yapmak istediğiniz alan adını yazarak kısa yoldan sonuca ulaşabilirsiniz.

Arama motoru arabelleğine kaydedilmiş sayfa sayısını bulmak için: Arama motorları üzerinden “site:www.siteadresi.com” şeklinde arama yaparak indelenmiş web sayfalarınıza ulaşabilirsiniz.
Sitenizin IP Adresi: Çoğunlukla hosting firmalarında normal hesapla barındırdığınız web sayfaları için aynı sunucuda olan tüm web siteleri aynı IP adresine sahiptir ve bu IP adresi grubundaki web sayfalarından herhangi birinin kötü içerikte olması IP numaranızın aynı olması nedeniyle sizide etkiliyecektir.Bu nedenle özel bir IP adresi kullanmanız gerekir. Aşağı yukarı maliyeti 5-10 YTL olan bu IP'leri servis sağlayınız ile görüşerek temin edebilirsiniz.

Google pagerank - pr

PageRank nedir?

PageRank, Google'ın site sıralamasında kullandığı algoritmanın sonucu sitenize verdiği değeri gösteren basitleştirilmiş 0'dan 10'a kadar olan bir değerdir.[1]
Bu değer genel olarak özgün bir içeriğe, sayfaya verilmiş bağlantılara ve bağlantı veren sayfaların kalitesine bağlı olarak değişir. Pagerank, değer olarak sitenizin Google tarafından arama sonuçlarında sıralanmasını ve Google tarayıcısının sitenizi kontrol etme sıklığını etkiler.





Teknolojisi

Google Arama motoru ve şirketi , Stanford'da doktora yapan iki öğrenci, Larry Page ve Sergey Brin tarafından 1998 yılında kurulduğunda, arama sonuçlarını patentli PageRank™ tekniği üzerine geliştirdiler. Bu yüzden PageRank™ patenti de Google'a değil Stanford Üniversitesi'ne aittir.

Sayfa değeri 

Sayfa Değeri , sitenin doğal yapısına ve link[5] içeriğine uygun olarak sitenin değerinin bir göstergesidir. Google, bir linki A sayfasından B sayfasına, B sayfası için A sayfasını kullanarak bağlar. Aynı zamanda sayfanın hakkının yenmemesi için bazı içerik analizleri de yapar. Kendisini "önemli" yapan kriterlerde iyi yerlerde olan bir site önem sıralamasında diğer sitelerin üzerine çıkacaktır. Yani bir sitenin Google Arama sonuçları sıralamadaki yeri onun için önemli olan birçok kriterlerin birleşimi sonucunda belirir.
Önemli, yüksek kalitesi olan siteler, Google'ın her arama yapıldığında hatırladığı, daha yüksek PageRank'a (Sayfa Sıralaması) sahip olurlar. Tabiki, önemli sayfalar eğer aradığınız sorgu ile uyuşmuyorsa size bir şey ifade etmezler. Bu sebeble, Google aramalarınızda hem önemli hem de konu ile ilgili sayfaları bulmak için PageRank'i karmaşık bir metin uyuşma tekniği ile birleştirir. Google aradığınız terim'in kaç defa sayfada görüntülendiğininde ilerisine gidip o sayfanın içeriğini tüm yönleri ile inceleyip (ve o sayfaya link veren sitelerin içeriğini) sizin sorgunuza iyi bir sonuçmu diye karar verir.
Google, aynı zamanda spam amaçlı siteleri Google Ban ile cezalandırıp tüm indexlerini silerken, yeni açılan sitelerinde hızlı bir şekilde arama sonuçlarında yükselmesini engelleyen Google Sandbox sistemlerini de kullanmaktadır. Sandbox'a giren bir site 3-6 ay boyunca ne kadar iyi olursa olsun, Google tarafından denenir ve belirli bir sürenin sonunda arama sonuçlarında daha iyi bir yere getirilir.
Ancak site sıralamasını etkileyen tek parametre PageRank değildir. Site sıralamasını esasen "alakalılık" ve "önemlilik" değerlerini kombine etmeye çalışan Google algoritması için de Topic Sensitive Page Rank olarak tartışılan kavramın etkili olduğu düşünülmektedir. Google bize pagerank konusunda bazı bilgiler vermiştir. Elimizde olan veriler şunlar: - Dünyadaki tüm sitelerin pagerankı toplamı 1 sayısına eşittir. - Pagerankın Google tarafından açıklanan resmi formülü aşağıdadır: A sitesi için pagerank bulma formülü şu şekildedir.
PR(A) = (1-d) + d (PR(T1)/C(T1) + … + PR(Tn)/C(Tn))
formüldeki değişkenler şunlardır:
PR(A)= A sitesine ait pagerank degeri.Tüm siteler için ilk başta 1 kabul edilimektedir. d = “damped down” faktörü denilen özel bir katsayı ve 0.85 kabul edilmekte.Pi sayısı gibi özel bir katsayı. PR(Tn) = A sitesine link veren herhangi bir sitenin pagerank degeri. C(Tn) = A sitesine link veren sitenin başka sitelere verdigi link sayı adeti.
Sen bana link ver ben sana link vereyim mantığının incelemesi
d= 0.85 PR(A) = (1 – d) + d*(PR(B)/C(Tn)) PR(B) = (1 – d) + d*(PR(A)/C(Tn))
Degerleri yerine koyarsak : PR(A)= A sitesine ait ilk pagerank degeri ilk başka biz 1 kabul ediyoruz. d= 0.85 katsayı degerinde oldugunu google bize söylüyor. PR(B)= B sitesine ait ilk pagerank degeri 1 kabul edildi. C(Tn) =1 dir. Yani A sitesinden ve B sitesinden dış dünyaya verilen link sayısı adeti 1 oldugundan 1 alıyoruz. Eger A sitesi başka sitelerede link vermiş olsaydı verdiği link sayı adetini yazacaktık. Yukarıdaki örnek için sadece bir adet siteye link verildiğinden 1 rakamını yazıyoruz denkleme.
PR(A) =(1-0.85) + 0.85*(1/1) = 0.15 + 0.85 x 1 = 1
PR(B) =(1-0.85) + 0.85*(1/1) = 0.15 + 0.85 x 1 = 1
Sistemin ortalama pagerank değerlini Kontrol edelim Pr(A)+ Pr(B)=2 2 /2 (Sistemde iki adet site mevcut oldugundan)=Sistemin ortalama pagerankı= 1
En basit iki siteli link degişim örnekli şu matematiksel denklem ile bile görüldüğü üzere Sen bana link ver ben sana link vereyim olayında pagerank falan kazanılmıyor. Link degişmezden öncede pagerank degeri 1 idi link degişimi yaptıktan sonrada pagerank degeri yine 1 oldugunu gördük ve ispatladık.Bu ispatı google matematik formülü ile yaptık.
Bir webmasterın mantıklı bir link degişimi yapabilmesi için en az iki tane sitesi olmalı. 1 tane ana sitesi olmalı bir tanede yedek sitesi olmalı. Yedek sitesi ile link toplamalı orada biriken link gücünü anasitesine göndermelidir.
Çapraz link degişimi yapılırsa ancak o zaman pagerankında artış gerçekleşiyor. Ama Türkiyedeki bir çok webmaster arkadaşımız sen bana link ver, ben sana link vereyim mantığı içinde oldugundan ülkemizdeki sitelerin pagerank degerleri düşük seviyelerdedir. İşte olayın matematiksel yaklaşımı bu şekildedir. Pagerank=matematiktir. Google Türkçe siteleri sevmiyor falan gibi basit düşünceler yerine, matematiksel modelleme ile olaya yaklaşırsak daha yüksek pagerank degerliklerine bizim türkçe içerikli sitelerimizinde kavuşacağını görmüş olduk.
Özet: - Sitene link veren adamın sitesinde ne kadar çok link varsa senin hissene o kadar az pagerank düşünüyor. - Karşılıklı link degişimi yapılırsa pagerank artmıyor.

Güncellenmesi

Pagerank değerleri anlık olarak güncellenir ve bu arama sonuçlarna yansır. Buna karşın görünebilir PageRank değeri 3 ayda bir güncellenir ve bu değer Google Toolbar'a da yansır. Fakat zaman zaman istisnalar olabilmekte, 3 aydan daha kısa sürede veya daha uzun sürede de güncellemeler yapılabilmektedir. En son 03 Nisan 2009 tarihinde güncellenmiştir. Fakat bir sonraki güncellemenin ne zaman olacağını kimse bilememektedir. Sadece tahminler yürütülmektedir

yunanistan , greece , Ελληνική Δημοκρατία

Yunanistan Cumhuriyeti (Yunanca: Ελληνική Δημοκρατία) ya da kısaca Yunanistan (Ελλάδα, UFA: [e̞ˈlaða] (Yardım·bilgi); tarihi olarak Ελλάς UFA: [e̞ˈlas]) Güneydoğu Avrupa'da Balkan Yarımadası' nın güney ucunda yer alan bir ülke. Avrupa Birliği ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü üyesi Yunanistan, Türkiye'nin batı komşusudur.
Osmanlı Devletinin zayıflaması sürecinde, 19. yüzyılın büyük emperyal devletlerince İstanbul'un idaresinden çıkartılarak kurulan 28 yeni devletten biridir.
Yunanistan adı antik İyonya'nın (bugünkü İzmir, Aydın, Manisa bölgesi) Arapça ve Farsça söyleniş şeklinden gelir.
Orta Çağ'da Bizans İmparatorluğu ve sonra Osmanlı Devleti dönemlerinde Romalı anlamına gelen Rum adı kullanıldı. Bu isim bugün daha çok Kıbrıs'nın güneyi, İstanbul ve Ege'deki Yunan asıllı halkı ifade etmek için kullanılmakta, Yunanistan'da yaşayanlara sıkça yapılan bir hata ile Yunanlı denilmektedir. Bunun yerine hem bu milletten olan kişiyi ifade etmek hem de Yunanistan'a ait olduğunu belirtmek için Yunan sözcüğü kullanılır. [2]
Yunanistan, 1981'den beri Avrupa Birliği[1], 1952'den beri NATO, 1961'den beri OECD[2], 1995'den beri Batı Avrupa Birliği ve 2005'den beri Avrupa Uzay Ajansı[3] üyesidir. Atina ülkenin başkenti; Selânik, Patras, Kandiye, Volos, Yanya, Yenişehir ve Kavala, ülkenin bazı diğer büyük şehirleridir.

Ελληνική Δημοκρατία
Elliniki Dimokratia
Yunanistan

Bayrak Arma
Slogan: Yunanca: Ελευθερία ή θάνατος
Eleftheria i thanatos
(Türkçe: "Özgürlük ya da Ölüm")
Ulusal marş: Ymnos eis tin Eleftherian

Başkent Atina
km²) 38°00′N, 23°43′E
En büyük şehir Atina
Resmi dil(ler) Yunanca
Hükümet Parlamenter demokrasi
- Başkan Karolos Papoulias
- başbakan Kostas Karamanlis
Bağımsızlık Osmanlı Devleti'nden
- İlan etti 25 Mart, 1821
- Tanınma 3 Şubat, 1830
Yüzölçümü
- Toplam [[{{{area_magnitude}}} m²|131.940 km² km²]] (94.)
50,944 sq mi
- Sular (%) %0.86
Nüfus
- 2008 yılında 10.668.354 (75.)
- 2005 sayımına göre 10,964,020[1]
- Yoğunluk 84/km² (88.)
218/sq mi
GSMH
(Satın alma gücü paritesi)
2008 tahmini
- Toplam 361.577 milyar $ (27.)
- kişi başına $32,421 (27.)
Gelişmişlik Endeksi (2005) 0.926 (24.) – yüksek
Para birimi Avro (€) ([[ISO 4217|EUR]])
Saat dilimi EET (UTC+2)
- Yaz EEST (UTC+3)
İnternet alan adı .gr
Telefon kodu +30



Türkiye Cumhuriyeti - turkey , turks ,

Türkiye, resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti 


Kuzey yarımkürede eski dünya karaları denilen, Avrupa ve Asya kıtalarının kesişme noktasında bulunan bir ülke. Ülke topraklarının bir bölümü Anadolu Yarımadasında, bir bölümü ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur. Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir. Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan (Nahçıvan Özerk Bölgesi) ile, İran, Irak ve Suriye'dir.
Türkiye, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı sonunda yenilmesinden sonra, Osmanlı'nın devamı olarak devletin Türk nüfus çoğunluğuna sahip toprakları üzerinde Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk Milleti'nin büyük mücadelesi ile kurulmuştur. 1923 yılında cumhuriyeti kuran Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusudur. Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir.
Birleşmiş Milletler, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, Avrupa Konseyi, İslam Konferansı Örgütü, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Dünya Ticaret Örgütü, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, Ekonomik İşbirliği Örgütü Türkiye'nin üye olduğu uluslararası örgütlerdendir[21]. 3 Ekim 2005 tarihinden itibaren Avrupa Birliği'ne tam üyelik için müzakerelere başlanmıştır



Resmî dil Türkçe[8]
Başkent Ankara[8]
En büyük şehir İstanbul[9]
Devlet şekli Cumhuriyet[1]
Yönetim biçimi Demokrasi[10]
Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk[11]
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül[12]
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan [13]
Yüzölçümü İzdüşüm alanı (harita üzerinde) 783,562 km²
; gerçek alanı 814.578 km²
. Dünya yüzeyinin %1,3'ünü kaplar, en geniş 37. ülkedir. Avrupa'da Rusya'dan sonra 2. sırada yer alır.[14]
Nüfus 71.517.100
[15]
Nüfus yoğunluğu 93 kişi/km²[15]
Millî günler 23 Nisan: TBMM'nin açılışı (1920)
19 Mayıs: Kurtuluş Savaşı'nın başlaması (1919)
30 Ağustos: Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması (1922)
29 Ekim: Cumhuriyetin ilanı (1923)
Millî gelir, Cari (GSMH) 658.8 milyar ABD Doları (2007)[16]
Millî gelir, SAGP (GSMH) 1.026 trilyon ABD Doları (2008 tahmini)[16]
Kişi başına düşen millî gelir 9.333 ABD Doları (2007)[17]

14.535 ABD Doları (2007)[17]
İhracat 132.8 milyar ABD Doları[17]
İthalat 198.6 milyar ABD Doları[17]
Yıllık Enflasyon TÜFE: %10,41 [18]
ÜFE: %12,63 [19]
Para birimi Türk Lirası (TL)[20]
Saat dilimi
- Yaz saati EET (UTC+2)
EEST (UTC+3)
Milli Slogan Yurtta Sulh, Cihanda Sulh
Millî Marş İstiklâl Marşı[8]
Millî renkler Kırmızı ve beyaz
İnternet alan adı .tr
Telefon kodu +90